Abone Ol EN

2025/49 Uluslararası Mali Gelişmeler (2025 / 3. Çeyrek Özet)

Değerli okurlarımız,

 

Uluslararası ticaret ve ekonomi üzerinde etkisi olan vergi ve mali politikalar alanındaki küresel gelişmeleri takip ederek iş dünyasını ilgilendirebilecek konularda bilgi ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizi ilgiyle takip ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. 2025 yılında gündem yeni Trump yönetiminin hem ABD’de hem de dünya genelinde attığı adımların küresel dengeler üzerindeki sarsıntılarıyla meşgul durumda. ABD tarafından açıklanan yeni gümrük tarifeleri bir anda uluslararası ticaret savaşlarını körüklerken diğer yandan da Çin, Rusya ve AB gibi önemli oyuncular tarafından karşı eylemleri ve politik tepkileri tetikledi. Şimdilik ülkeler arası uzlaşmalar yoluyla ticaret ve gümrük savaşları görece az etkiyle atlatılmış gibi görünse de yönetimlerin olası bir anlaşmazlık halinde bu politikaları tekrar devreye alma riski sürmekte.

 

ABD yönetiminin dünyada devam eden çatışmaları sonlandıracağını açıklamasına rağmen önce daha da şiddetlenen bazı çatışma hatları sene içinde Suriye’de yeni yönetim, İran-İsrail ateşkesi, Rusya-Ukrayna görüşmeleri ve son olarak Gazze’de İsrail operasyonlarının durdurulması ve barış görüşmeleri ile yatışmaya başlamış durumda. Ancak bu anlaşmaların ne kadar kalıcı olacağı yönünde kaygılar devam ediyor. Suriye örneğinde olduğu gibi dış baskı ile yapılan bazı geçici çözümlerin sahada karşılık bulmadığı zaman tekrar çatışma sürecine dönülebileceği endişesi yaşanıyor.

 

Devam eden jeopolitik riskler ve ABD tarafından beklenen faiz indirimlerinin de etkisiyle altın ve gümüş dünyada “güvenli liman” olarak tercih ediliyor ve yükselişine devam ediyor.

 

Dünyada böyle bir belirsizlik ortamı varken Türkiye’de bir yandan “terörsüz Türkiye” sloganı ile uzun süredir devam eden terör sorununa bir çözüm bulunmaya çalışılmasının yarattığı olumlu havanın ekonomik etkilerini görmeyi beklerken diğer yandan ülkenin seçilmiş belediye başkanları ve ana muhalefet partisi ekseninde başlayan soruşturma ve tutuklama dalgasının yarattığı olumsuz etkileri yaşıyoruz. Yaşanan gelişmeler hem yerli hem yabancı yatırımcılarda Türkiye’nin rejimi ile ilgili kaygıların artması ve ülkenin risk priminin yeniden yükselmesine sebep oldu. Sonuç olarak, TCMB’nin devam eden faiz indirimi süreçleri, direnç gösteren enflasyon ve riskli gündem etkisi ile, yavaşlamış gözüküyor.

 

2025 yılı başlarken yeni ekonomi yönetimi ile uygulamaya devam edilen “ortodoks” mali politikalar yoluyla yüksek enflasyon ve faiz ortamı ile mücadele edilirken, emekli, memur ve asgari ücretli gibi sabit gelirli kesimin görece bir gelir artışı beklentileri yine bütçe kaygıları gölgesinde kalarak gerçekleşmemişti. Ekonomi yönetiminin çözüm olarak gündeme getirdiği “tasarruf” ve “vergi paketleri” gündemde şimdilik ağırlığını kaybetti. Hükümet şimdilik yeni vergi artışından çok mevcut vergilerin daha etkin toplanmasına odaklanmış gibi gözüküyor. Özellikle yapay zekâ gibi yeni teknoloji olanaklarını kullanan vergi idaresi daha sık ve daha etkin denetimler yoluyla vergi konusunda “gönüllü” uyumu destekleyici çalışmalar yapıyor.

 

Bu kapsamda, dünyada yaşanan ve Türk yatırımcıları da etkileyebilecek mali gelişmeleri gözlemleyerek, önce yabancı ülkelerde yaşanan gelişmelerle başlayacağız, sonra AB / OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi ve mali gündemlerine değindikten sonra Türkiye’de yaşanan önemli uluslararası gelişmeleri başlıklar olarak ileteceğiz. Keyifli okumalar dileriz.

A. Ülkelerde Yaşanan Mali Gelişmeler

 

ABD-G7 vergi anlaşması

 

ABD yönetimi ile dünya ülkeleri arasında gümrük tarifeleri ve global vergilendirme politikaları konusunda pazarlıklar devam ederken, ABD Hazinesi G7 ülkeleri ile geçici bir anlaşma yapılarak ABD şirketlerinin OECD “Pillar 2” uygulamaları kapsamında ilave vergilerden istisna edilmesini sağlayan bir uzlaşıya varıldığını açıkladı. Bu anlaşmaya karşılık olarak da ABD tarafı “Section 899” olarak bilinen ve yabancı yatırımcıların ve yabancı ortaklı ABD şirketlerinin vergi yükünü artıracak olan düzenlemeyi askıya alması için Kongreye çağrıda bulundu.

 

“Section 899” düzenlemesi ABD’nin “adil olmayan yabancı vergiler” olarak adlandırdığı ve dijital hizmet vergisi gibi (Türkiye’de de uygulanan) diğer ülkelerde ABD menşeli şirketlere uygulanan bazı vergilere misilleme olarak gündeme getirilmişti ve bu ülkelerdeki yatırımcıların ABD kaynaklı kazançlarından ek vergi alınmasını öngörüyordu. 100 milyar dolardan fazla gelir elde etmeyi hedefleyen ABD vergi düzenlemesi idari karışıklığa yol açacağı ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ile çelişeceği için eleştiriliyordu. Şimdilik ülkeler arası üst düzey pazarlıklar sonucu uygulamaya konulmasa da uzlaşmazlıkların artması halinde benzeri cezalandırıcı vergisel düzenlemelerin tekrar gündeme gelebileceği değerlendiriliyor. Trump yönetiminin arka arkaya açıkladığı ve “önce ABD” temalı gümrük ve vergisel politikalar dünyanın her yerinde yatırımcılar için daha zor ve öngörülemez maliyetler içeren sistemsel değişiklikler getirebiliyor.

 

Almanya – Yurtdışında çalışan personelin vergi istisnası hakkında (olumlu) yargı kararı

 

Almanya Federal Vergi Mahkemesi, Hollanda’da çalışan bir mükellef için Hollanda’da ücret gelir vergisinden 30% indirim yapılmasının Almanya-Hollanda vergi anlaşmasına göre “vergilendirilmemiş ücret” olarak tanımlamasına girmeyeceği ve dolayısıyla ücret gelirinin Almanya’da tekrar vergilendirilemeyeceğine karar verdi.

 

Hollanda mevzuatına göre, belirli koşulları sağlayan yabancı çalışanlar için ücret gelir vergisi matrahından 30% indirim imkânı tanınmaktadır. Söz konusu kararda, indirimden yararlansa dahi ücret gelirinin vergi anlaşmasında yer alan “diğer ülkede vergilendirilen gelir” olarak kabul edilerek Almanya’da vergiden istisna edilmesinin mümkün olduğuna karar verilmiştir. Bu karar çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarındaki zaman zaman tartışma konusu olan “vergiye tabi gelir” (subject to tax) hükümlerine emsal olması bakımından da önemlidir.

 

Macaristan – Perakende sektörüne ilişkin vergi rejimi satış platformları ve yabancı satıcıları kapsayacak şekilde genişletiliyor

 

2025 yılından geçerli olmak üzere, Macaristan’da uygulanan perakende sektör vergileri (retail tax rules) satış platformu işleticilerini de kapsayacak şekilde genişletildi. Diğer bir önemli değişiklik de Macaristan’da şubesi olmayan yabancı satıcıların (foreign retailers) vergi hesaplamasına ilişkin.

 

Söz konusu vergiler satış gelirlerine göre artan oranlı olarak uygulanıyor (500 milyon HUF’a kadar 0% - en yüksek; 100 milyar HUF üzerindeki satışlar için satış gelirlerine 4.5% oranında).

 

Yabancı satıcıların Macaristan’da hem yerel hem de global gelirlerini beyan etmeleri ancak Macaristan dışında elde edilen gelir için vergi istisnalarından yararlanmaları sağlanıyor. Ancak bu şekilde Macaristan’da yapılan satışlardan daha fazla vergi geliri (daha yüksek dilimlere girmesi sebebiyle) elde edilmesi amaçlanmaktadır.

 

Vergiye tabi satış gelirlerine dahil edilmesi gereken diğer önemli konular ise:

 

  • Perakende ürünleri pazarlamak için üretici veya dağıtıcılara yönelik sunulan hizmetler
  • Perakende satışlar için tedarikçilere sağlanan indirimler
  • Alıcılardan tahsil edilen taşıma/teslimat ücretleri

 

Bu yükümlülüklere uymayan satıcılar için önemli vergi ve idari para cezaları gündeme gelebilir. Bu sebeple Macaristan’a vergi limitlerini aşacak şekilde perakende satış yapan (online veya offline) tüm firmaların konu hakkında bilgi alarak gerekirse operasyonlarını ve yükümlülüklerini gözden geçirmeleri tavsiye edilmektedir.

 

Romanya – 2025 yılı önemli vergi düzenlemeleri

 

Romanya hükümeti tarafından vergi konularında yeni düzenlemeler ve açıklamalar yapılmıştır, bu konular içinde yatırımcıları ilgilendirebilecek bazı önemli konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

 

  • Bankalar için ciro üzerinden alınan ek vergi (supplementary turnover tax): 1 Ağustos 2025 sonrasında 4% oranına yükseltiliyor ve hesaplama yöntemleri yeniden belirleniyor
  • KDV oranları: genel oranlar 19%’dan 21%’e yükseltiliyor, düşük oranlar olan 5% ve 9% oranları yerine 11% KDV oranı getiriliyor
  • Temettü ödemeleri üzerinden stopaj yoluyla (withholding tax) alınan vergi oranı 10%’dan 16%’ya yükseltiliyor
  • Alkol, tütün ve petrol ürünlerine ek gümrük vergileri getiriliyor
  • Bahis kaynaklı gelirler için ilave vergiler getiriliyor
  • Yurtdışında satışı yapılan Romanya tahvilleri üstünden stopaj yükümlülüğü kaldırılıyor

 

Slovakya – 2025 yılı önemli vergi düzenlemeleri

 

Slovakya hükümeti tarafından vergi konularında yeni düzenlemeler ve açıklamalar yapılmıştır, bu konular içinde yatırımcıları ilgilendirebilecek bazı önemli konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

 

  • Finansal işlem vergisi (financial transaction tax) uygulamasının kapsamı belirleniyor
  • Araç alımlarında KDV indirimi uygulaması (AB Komisyonu kararı ile uyumlu) 0% - 50% ve 100% olarak yeniden belirleniyor
  • Mükellefler için bağlayıcı vergi özelgeleri (binding tax ruling) başvurusu yapılabilecek konular genişletiliyor
  • Ticaret savaşları ve gümrük tarifelerinden etkilenen işverenler için destekler açıklanıyor
  • 2025 yılından geçerli olarak Slovakya-Almanya arasındaki çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının yenilenmiş hali uygulamaya başlanıyor

 

Yunanistan – Yüksek gelir sahibi yatırımcıları çekmek için vergi düzenlemeleri

 

Yunanistan hükümeti yabancı yatırımcılar için uygulanan vergi rejimi ile aile ofisi sistemini yeniden düzenleyerek yüksek gelir sahibi yabancı yatırımcılar (High Net Worth Individuals “HNWI”) için çekim merkezi olmayı hedefliyor.

Yapılan değişiklikler arasında aile üyelerinin de yatırımcı ile götürü vergi rejiminden (lump-sum tax regime) yararlanabilmesi, yurtdışındaki varlıklar için veraset ve intikal vergisi (gift and inheritance tax) istisnasının genişletilmesi ve sınır-ötesi işlemler için vergi avantajlarının tanımlanması yer alıyor.

 

Yeni düzenleme ile aile ofisleri için temsil edilen yatırımcılar adına yapılan danışmanlık hizmetlerinin de sunulabilmesi, asgari harcama tutarının 1 milyon EUR’dan 500 bin EUR’ya düşürülmesi ve vergisel işyeri oluşması riskinin önüne geçecek “efektif yönetim yeri” (place of effective management) tanımından istisna edilmesi sağlanıyor.

 

Bu düzenlemeler ile dünyada sorun yaşanan ülkelerden ayrılan ve uluslararası yatırımlarını yönetmek isteyen yüksek gelir sahibi yatırımcılar için Yunanistan’ı bir merkez haline getirmek hedefleniyor.

 

Kıbrıs Rum Yönetimi (KRY) – Vergi Cennetleri ile mücadele için ek tedbirler

 

KRY tarafından kara listeye alınan veya düşük vergi rejimi olarak tanımlanan ülkeler ile yapılan işlemler için ek tedbirler alınmıştır. Bunlar arasında, bu ülkelere yapılan ödemelerin gider yazılmasının kısıtlanması, kar-payı, faiz ve gayri-maddi hak gibi ödemelere ek stopaj yükümlülükleri ve beyan edilmeyen işlemler (ortaklık yapıları vb) için ağır idari cezalar gündeme getirildi.

 

Söz konusu düzenlemeler kara liste kapsamında ülkeler için Nisan 2025’ten diğer düşük vergi rejimi olan ülkeler için 2026’dan başlayarak yürürlüğe girecek. Bu düzenlemeler ile agresif vergi planlaması içeren yapılara müsaade edilmeyeceği ve KRY’nin uluslararası standartlara uygun faaliyet gösteren bir ülke olarak kabul edilmesi konusunda kararlılığın göstergesi olarak kabul ediliyor.

 

Özellikle Rusya-Ukrayna çatışmaları sonrası yaptırımlardan kaçmak isteyen Rus şirketlerinin holding merkezi olarak tercih ettikleri ülkeler arasında yer alan KRY, bu yapıların gözden geçirilmesi ve uygun nitelikli olmayanların yeniden yapılandırılması yoluyla uluslararası toplum tarafından ek yaptırımlar uygulanmasının önüne geçilmesi için çaba gösteriyor.

 

ABD – OBBBA olarak bilinen yeni vergi yasasının yatırımcılara etkileri

 

ABD’de Trump yönetiminin duyurduğu ve Temmuz 2025 içinde kabul edilen “The One Big Beautiful Bill Act” (“OBBBA”) olarak adlandırılan geniş kapsamlı yasal düzenleme ile vergi alanında önemli değişiklikler yapıldı (ABD yönetimini ve ilgilendiren diğer konuların yanında). Bu düzenlemeler içinde yabancı yatırımcıları etkileyen önemli konu başlıkları aşağıdaki gibi özetleniyor:

 

  • Şirket satın alınması halinde finansman giderlerinin indirimi EBITDA’ya endeksleniyor, borçlanma yoluyla satın alma (leveraged buy out) işlemlerinde daha fazla gider indirimi yoluyla vergi avantajı sağlanıyor
  • Şirket satın alınması halinde 100% ilave amortisman indirimi ve ABD kaynaklı yerel AR-GE kredilerinin anında vergi matrahından indirilmesi sağlanıyor
  • “Private equity” benzeri özel sermaye yatırımları için önem arz edebilecek bazı hisse paylarının satılması halinde vergi istisnalarından yararlanma imkânı genişletiliyor
  • Hisse satanların tabi olduğu (şirket türüne göre değişebilen) vergi tavanını belirleyen SALT limitleri yeniden belirleniyor
  • “Section 899” olarak adlandırılan ve global vergi artışlarına misilleme olarak yabancı yatırımcıların ABD kaynaklı kazançların ek vergi öngören düzenleme askıya alınmış olsa da vergi kanunlarında bazı ek düzenlemeler ile yerel düzeyde ek vergi toplanması hedefleniyor


Uygulamaya başladığında, özellikle sermaye yoğun, AR-GE ve ağır sanayi barındıran şirketlerin vergi yüklerinde önemli indirimler getirecek olan yasal düzenleme ile bir yandan ABD’de yatırım ve istihdamı (ekonomik büyüme) teşvik etmesi beklenirken diğer taraftan ABD’ye gelen yabancı yatırımcılar ve sınır ötesi yapılandırmalar için ilave bazı avantajlar ortaya koyacağı görülüyor.

 

Sonuç olarak, ABD’de yatırımı olan veya yeni şirket satın alma, ortaklık veya yeniden yapılanma planlayan yabancı yatırımcılar için önemli etkileri olabilecek düzenlemelerin değerlendirilmesi ve gerekirse uzman görüşü alınması tavsiye ediliyor.

 

Avustralya – Global “tedarik zinciri” iş modelleri için önemli vergi kararı

 

Avustralya yüksek mahkemesi yakın zamanda verdiği bir karar ile global bir markanın Avustralya şirketi ile imzaladığı tedarik zinciri (supply chain) iş modeli sözleşmesi kapsamında ödemelerin (Avustralya vergi makamlarının iddia ettiğinin aksine) gayri-maddi hak bedeli olarak stopaja veya örtülü kar dağıtımı vergilemesine (diverted profit tax) tabi olarak değerlendirilemeyeceği konusunda mükellef lehine önemli bir görüş vermiştir.

 

Avustralya vergi idaresi bu gibi gayri-maddi haklar üzerinde yapılan işlemleri hedefleyen vergi incelemelerini yoğunlaştırmıştı ve her ne kadar OECD’nin genel kabul görmüş prensiplerine atıf yapılsa da uygulamada yerel mevzuat ve tebliğlerle desteklenen daha korumacı bir politika izlediği gözlemleniyordu. Bu incelemelerin içinde emsal teşkil edecek nitelikte olan en önemli örnek için verilen kararın içeriğinde, özellikle grup içi sözleşmelerin doğru tanımlanması, yapılan ödemelerin karşılığının açık ve net belirtilmesi, emsal bedele uygunluğu teyit edici analiz ve belgelerin temin edilmesi gibi unsurlara atıf yapıldığı görülmektedir.

 

Benzer tedarik zinciri iş modelleri için Avustralya vergi idaresinin incelemelerine devam edeceği ancak bu gibi detaylara dikkat ederek doğru ve kurallara uygun iş modellerinin vergi mahkemesi kararlarına da atıf yapılarak daha güvenli olarak savunulabileceğine dikkat çekiliyor.

 

Finlandiya – Şirket Satın Alınmasına ilişkin giderler ile ilgili vergi kararı

 

Finlandiya yüksek mahkemesinin yakın zamanda verdiği bir kararda, şirket satın alınması süreci ile ilgili danışmanlık giderlerinin kısmen ve koşullara bağlı olarak gider yazılabileceği teyit edildi.

 

Ancak doğrudan yatırımcıların menfaati için sunulan giderlerin indirime konu edilemeyeceği, ortak kullanım için olduğu kabul edilen giderleri (“due diligence” gibi risk analizleri, değerleme raporları, piyasa analizleri vb) satın alınan şirketin faaliyetleri ile orantılı olarak indirime konu edilebileceği belirtildi. Bu dağılımın yapılması ve kanıtlanması konusunda ispat yükümlülüğü (burden of proof) ve buna dayanak olan analiz ve belgelerin temin edilmesi şirketin sorumluluğuna bırakılıyor.

 

Türkiye gibi başka ülkelerde de zaman zaman yatırımcılar ile vergi idaresi arasında ihtilaf konusu olan şirket satın alımı ile ilgili giderler konusunda bu örnekte olduğu gibi yargı kararlarını takip ederek buna uygun planlama yapmak önem arz ediyor.

 

B. Avrupa Birliği Düzenlemeleri

 

AB içinde mal ticareti yapan şirketler için Intrastat raporlaması güncellendi

 

AB içinde mal ticareti yapan şirketler, belirli eşiklerin aşılması halinde, aylık olarak Intrastat raporlaması yapmakla yükümlü tutuluyor. Bu veriler AB ortak pazarı içinde mal hareketlerini takip eden istatistiki analizlerde kullanılıyor.

 

2025 yılı içinde söz konusu eşikler güncellendiği ve raporlama standartları değiştiği için işletmelerin yükümlülüklerini gözden geçirmesi aksi takdirde AB içinde idari para cezaları ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarılıyor. En önemli değişiklikler; transfer edilen malların gümrük kodlarının güncellenmesi, raporlama formatı ve içeriğinde değişiklikler, ticari taraflara ilişkin beyan (ve bazı durumlarda vergi bilgilerinin beyanı) gibi konuları içeriyor ve uyumsuzluk halinde her ay/beyanname için ayrı ayrı para cezası kesilebiliyor.

 

AB içinde kurulum gerektiren mal tedariki durumunda KDV uygulaması (farklılıkları)

 

AB KDV Direktifleri yoluyla AB ülkeleri arasında KDV uygulamalarını uyumlu hale getirmeyi amaçlamaktadır. Ancak yeni yaşanan bazı örneklerde ülkeler arası uyum sorunu halen gözlemlenmektedir. Örneğin diğer ülkede kurulum gerektiren mal ve ekipman tedariklerinde KDV’nin nasıl uygulanacağı ülkeden ülkeye değişmektedir.

 

AB hukukuna göre bu gibi kurulum gerektiren tedarik sözleşmeleri kurulumun gerçekleştiği ülkede KDV’ye tabi tutulmaktadır (mal ihracatından farklı olarak). Ancak örnek bir olayda Almanya ve İspanya şirketleri arasındaki bir sözleşmede her iki ülke tarafından yerel kanunundaki tanımlamalar baz alarak farklı KDV uygulaması yapılması sebebiyle ihtilaf oluşmuştur ve bunun giderilmesi için AB düzeyinde başvuru yapılmıştır. Bu gibi sözleşmeler planlayan şirketlerin konu hakkında bilgi alıp gelişmeleri takip etmesi tavsiye edilmektedir.

 

ABD ile AB arasında ticaret anlaşması – tarifelere şimdilik ara verildi

 

ABD yönetimi ile AB arasında, 1 Eylül 2025’ten geçerli olmak üzere AB kaynaklı ürünlerin ABD’ye girişinde 15% standart tarife uygulanması yönünde anlaşmaya varıldı. Böylece, daha önce korkulan 30% gümrük tarifesi uygulamasının önüne geçildi. İstisna tutulan ürünler ise ilaç/eczacılık, yarı-iletkenler ve bazı ham maddeler olarak belirlendi. Çelik ve alüminyum satışları için daha önce kararlaştırılan tarifeler yürürlükte kalmaya devam edecek, ancak kota uygulamasına geçilecek. Her iki tarafın stratejik ürünler olarak tanımladığı (uçak/havacılık sektörü ve bazı kimyasallar gibi) ürünler için 0% tarife uygulanacağı da açıklandı.

 

AB tarafı ise ABD’den ithal edilen ürünler için gümrük tariflerini gözden geçirecek (ancak henüz ABD’nin talep ettiği gibi tarifelerin kaldırılması onaylanmadı). Anlaşmanın hayata geçirilmesi için yasal çerçeve ise her iki taraf için devam ediyor. İsviçre şirketleri ise AB ile olan özel anlaşmaları gereği dolaylı olarak da olsa ABD tarifelerinden etkilenmesi bekleniyor (eğer doğrudan bir ABD-İsviçre anlaşması yapılmazsa).

C. OECD ve Diğer Uluslararası Kuruluşlar

 

IFA Kongresinden satırbaşları ve önemli notlar

 

Bu yıl IFA tarafından 77’ncisi Lizbon’da düzenlenen uluslararası kongrede iki ana başlıkta ülke raporları sunulurken, OECD gibi kurumlarda yaşanan gelişmeler de özetlendi.

 

 

Bu yıl kongrenin ana konuları, kurumlarda yerleşim yeri ve bunun vergilemedeki önemiyle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının kötüye kullanımı oldu. IFA önümüzdeki 4 yıl boyunca kongreleri hangi ülkelerde yapacağını da duyurdu.

 

Her yıl iki ana konu etrafında 70’ye yakın üye ülkeden gelen ülke raporları tek bir genel rapora dönüşmekte. Türkiye’den çok daha fazla uygulayıcı ve teorisyenin de katılması ve katkı sunması gereken bir alan. Seneye Avustralya’da yapılacak kongre için Türkiye raportörleri çalışmalarını tamamladı bile. Yenilenebilir enerji ve vergi uygulamaları gelecek yılın ana konusu olacak. İkinci konu ise pratisyenleri çok yakından ilgilendiren başka bir önemli alan. Gayri maddi hakların her türlü vergisel boyutu: Kullanımı, satılması ve değerlendirilmesinin vergisel boyutları.

 

Kongrelere ilişkin tüm bilgilere ilgili web sayfasından ulaşabilirsiniz.

 

OECD, Ülke Bazlı Raporlamada (CBCR) güncel durumu yayımladı.

 

OECD tarafından yayımlanan rapora göre mevcut uygulama 115’ten fazla ülkeyi kapsıyor.

 

OECD, G20’ye Genel Vergi Durum Raporunu hazırladı.

 

OECD web sayfasında rapor özetini ve tamamını bulabilirsiniz.

 

OECD, BEPS Projesinin 10. Yılı Raporunu da yayımladı.

D. Ülkemizde Neler Var?

 

Ülkemizde bu çeyrekte yeni torba kanun, MASAK şüpheli işlem bildirimi, Maliye tarafından başlatılan yeni yapay zekalı denetim ve adı KURGAN olan yeni bir sistem, iklim ve çevre alanında çıkan düzenlemeler ön plana çıktı. Önemli bir vergi düzenlemesi öncelikle ar-ge ve teknokent personeli için sınırsız olarak uygulanan istisnaya bir üst limit getirilmesi oldu. Geçen yıl gündeme geldiğinde yasada yerini bulamayan bu konu ilk torbaya girmiş oldu. Bu durum, Maliye Bakanlığının bu tür düzenlemeleri zamana yaydığını gösteriyor.

 

KURGAN denilen kuruluş gözetimli analiz sistemiyle mükelleflere ve tedarikçilere yazılar gitmeye başladı ve etkileri ülkemizde Ekim ayından itibaren önemli bir gündem oldu. 120 ayrı veri tabanından beslenen bir sistemle, artık GİB kadar VDK da mükellefe yakın ve yönlendirici bir rolde özellikle sahte olabilecek belgeleri daha yakından takip edip mükellefe bilgi verecek

 

Bu dönemin önemli bir konusu da yeni Pillar II tebliğ taslağı. Türkiye bu alanda ayrı bir kanun çıkardı ve uygulamanın ayrıntılarını bir Tebliğ Taslağı ile duyurdu. Detayları linkte yer alan yazıdan takip edebilirsiniz. 250 sayfaya yaklaşan Taslak çok ayrıntılı bir şekilde beyan ve bildirim yükümlülüklerini düzenliyor.

 

Bir süredir Meclis gündeminde yeni bir torba kanun hazırlığı olduğunu izliyorduk. Enflasyon düzeltmesinin ertelenmesi ve emlak vergisi için bir teknik çalışma olduğunu duyuyoruz. Bu ikisi hariç çoğunlukla vergi ve SGK istisna ve indirimli uygulamaları daraltan bir kanun düzenlemesi gündemde. Detaylarını blog yazımızdan okuyabilirsiniz.

 

Bu çeyreğin önemli bir gündemi de yeni OVP, bütçe hazırlıkları ve gündemi. OVP’de yer alan vergi gündemini ise satırbaşları ile kaleme aldık.

 

MASAK tarafında ise 2026 başı itibariyle uygulanacak olan yeni düzenlemeler ve geniş bir grubu ilgilendiren şüpheli işlem bildirimleri ve rehberler önemli bir yer tutuyor. Meslek mensupları ve firmaların uymaları gereken bu düzenlemeleri özet olarak yazıda bulabilirsiniz. Bu rehberde birçok şüpheli işlem kategorisine yer verilmiştir. Uluslararası tarafta ise en önemli başlığı, offshore şirketlere / yerlere yapılan ödemeler. Mali müşavirlerin bu ödemelere önem vermeleri isteniyor. T-018-2.47 başlığında müşterinin, offshore şirketlere alışılmadık danışmanlık ücretleri ödemesi ve T-018-5.11 başlığında ticari finansman işleminin, yetersiz ihracat kontrol kanunları olan veya ihracat kontrol kanunlarının yetersiz uygulandığı ülkelerden sevkiyat güzergâhını kapsaması maddeleri yer alıyor.

 

Finansal tarafta, düşen faizler söz konusu. Bunun kamuda vergiye uygulanan faiz ve zam oranlarına yansıması biraz zaman alıyor. KKM tarafında sona gelindiğini görüyoruz, buna rağmen TL’de devam eden önemli bir tasarruf olduğunu da görmekteyiz. Dövizin baskılandığı, altın gibi kadim araçlara teveccühün arttığı ve güvenli liman arayışının ön planda olduğu bir dönemden geçiyoruz.

 

Yeşil ve iklim tarafında ise Kanun sonrasında ikincil düzenlemeler hızla geliyor. Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği taslağı yayımlandı. Akabinde Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliği Taslağı da yayımlandı. Meclis tarafında da yoğun bir gündem var. TBMM gündeminde çok sayıda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması (ÇVÖA) ile yatırımların karşılıklı teşviki anlaşması yer almaktadır. Bunlar Filistin, Gabon, Burundi, Küba ve Azerbaycan Anlaşmaları olarak sayılabilir. Türkiye’nin taahhüdüne rağmen Çok Taraflı Anlaşmayı (MLI) Meclise tekrar getirmemiş olduğunu da not edelim. Bu özellikle Hollanda üzerinden gelen yatırımcılar için önemli.

 

2025 yılına ait diğer 3 aylık özetlere de linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.

 


Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz. Bazı konuları yayımlandığı anda, bazılarını ise aylık Türkçe ve İngilizce olarak sizlere özetlemeye gayret ediyoruz. 3 ayda bir yayımlanan uluslararası vergi bülteni ise biraz daha nefes alarak, başucunda duracak nitelikte bir çalışma. Sadece firmanız için değil, uluslararası alanda iş yaptığını düşündüğünüz bağlantılarınızla paylaşabileceğiniz formatta bir çalışma.

 

Biz hazırlarken çok öğreniyor ve keyif alıyoruz, umarım siz de okurken seversiniz.

 

Sevgi ve saygılarımızla,

 

Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy




PDF İndir