Abone Ol EN

Uluslararası Mali Gelişmeler (Ocak – Mart 2025 - 3 Aylık Özet)

Değerli okurlarımız,


Uluslararası ticaret ve ekonomi politikalarını etkileyen vergi ve mali politikalar alanındaki küresel gelişmeleri takip ederek iş dünyasını ilgilendirebilecek konularda bilgi ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizi ilgiyle takip ettiğiniz için teşekkür ederiz.


2025 yılı başında, yeni Trump dönemi küresel ekonomik ve siyasal dengeleri hızlı bir şekilde sarsarak başladı desek herhalde yanlış olmaz. ABD tarafından açıklanan yeni gümrük tarifeleri bir anda uluslararası ticaret savaşlarını körüklerken diğer yandan da Çin, Rusya ve AB gibi önemli oyuncular tarafından karşı eylemleri ve politik tepkileri tetikliyor. Şimdilik tarafların uzlaşma arayışları piyasaları biraz sakinleştirmiş olsa da önemli bir belirsizlik sürecine girmiş olabiliriz.


ABD’nin yeni politikaları Rusya-Ukrayna arasındaki devam eden çatışmanın akıbetini ve İsrail’in Gazze ekseninde başlayan ve çevre ülkelere yayılan operasyonlarının devamında ABD ve İsrail ortaklığında geliştirilen politikalar Filistin, Suriye ve İran hattında yeni orta doğu senaryolarını ve çatışma olasılıklarını da gündeme getiriyor. Bu gelişmelerin kaçınılmaz olarak (ülkemizi de etkileyecek) ticari ve ekonomik ortama etkileri olacağına dikkat edilmelidir.


Türkiye’de ekonomi ve mali politikaları derinden etkileyen yerel gelişme ise; 2 dönem ardarda seçilme başarısı göstermiş ve cumhurbaşkanlığının en güçlü adayı olarak gösterilen İBB Başkanı’nın önce diplomasının iptal edilip ardından birçok çalışma arkadaşı ile birlikte ani bir yolsuzluk ve terör soruşturmasına konu edilmesi ve tutuklanması oldu. Halkın geniş kesimlerinin tepki gösterdiği, özellikle gençlerin sokak eylemleri ile itirazlarını dile getirdiği hukuki olmaktan çok siyasi olarak görülen sürece piyasaların tepkisi de doğal olarak yüksek oldu. Yabancı yatırımcıların liderlik ettiği fon çıkışı, borsada ciddi bir kayıp ve döviz kurunda devalüasyon ile devam eden olumsuz süreç (ilk tahminlere göre) TCMB’nin 45 -50 milyar dolar arası rezerv satarak ancak kontrol altına alabildiği bir noktaya geldi. Eğer söz konusu operasyon devam eder ve kayyum atama iddiaları yeniden gündeme gelirse piyasa tepkilerinin tekrar alevlenebileceği ancak bu durumda TCMB’nin elindeki rezervler azaldığı için gelişmelerin kontrol altına alınmasının zor olacağından endişe ediliyor.


2025 yılı başlarken yeni ekonomi yönetimi ile uygulamaya devam edilen “ortodoks” mali politikalar yoluyla yüksek enflasyon ve faiz ortamı ile mücadele edilirken, emekli, memur ve asgari ücretli gibi sabit gelirli kesimin görece bir gelir artışı beklentileri yine bütçe kaygıları gölgesinde kalarak gerçekleşmemişti. Ekonomi yönetiminin çözüm olarak gündeme getirdiği “tasarruf” ve “vergi paketleri” gündemde şimdilik ağırlığını kaybetti. Hükümet şimdilik yeni vergi artışından çok mevcut vergilerin daha etkin toplanmasına (vergi istisna ve indirimlerin azaltılmasına) odaklanmış gibi gözüküyor. Son siyasi gelişmeler ve toplumun giderek artan “erken seçim” talebi ise yeni bir seçim ekonomisi dönemi ve buna bağlı genişleyici mali politikalar uygulanmasına da sebep olabilir.


Bu kapsamda, dünyada yaşanan ve Türk yatırımcıları da etkileyebilecek mali gelişmeleri gözlemleyerek, önce yabancı ülkelerde yaşanan gelişmelerle başlayacağız, sonra AB / OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi ve mali gündemlerine değindikten sonra Türkiye’de yaşanan önemli uluslararası gelişmeleri başlıklar olarak ileteceğiz.


Keyifli okumalar dileriz.


A. Ülkelerde Yaşanan Mali Gelişmeler

 

Lüksemburg – Yeni vergi paketi açıklandı


Lüksemburg Parlamentosu, ülkenin yatırım cazibesini arttırmak, vergi uygulamalarını netleştirmek ve modernize etmek amacıyla daha önce tartışmaya açılmış olan yeni bir vergi paketini onayladı. Söz konusu paket içeriğindeki önemli değişiklikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Asgari servet/varlık vergisi (minimum net wealth tax) uygulamasındaki güncellemeler
  • Temettü vergilemesinde ihtiyari istisna (optional participation exemption) uygulaması
  • Belirli hisse paylarının geri ödemesi (redemption of share classes) yoluyla kısmi tasfiye uygulaması
  • Elektronik vergi uygulamalarının yaygınlaştırılması
  • 2025 yılından geçerli olarak Kurumlar Vergisi oranlarında indirime gidilmesi


Bu değişiklikler, AB üye ülkeleri içinde vergi ve mali politikalar kullanarak daha fazla yatırım çekme rekabetinin devam ettiğini gösteriyor.


Almanya – Yeni Transfer Fiyatlaması (TF) uygulama rehberi yayımlandı

Almanya Federal hükümeti, daha önce 2023 yılında yayımlanan TF uygulama rehberinin yerine geçecek bir uygulama rehberi (Administrative Principles TP 2024) yayımladı. Söz konusu rehber içeriğinde getirilen önemli değişiklikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Basitleştirilmiş TF uygulaması: OECD rehberi doğrultusunda, 2025 yılından itibaren az riskli dağıtım faaliyeti yapan grup firmalarının (low-risk distributors) sabit bir faaliyet karı elde etmesi uygulaması opsiyonel hale gelecek, özellikle kapsanan ülkeler ve vergi anlaşması uygulaması olan ülkeler ile yapılan işlemler için geçerli olacak
  • Eleman görevlendirmeleri: Geçici olarak grup şirketlerinde görevlendirilen elemanlar için “emsal değer” uygulaması, daha önceki uygulamadan farklı olarak, geçerli hale gelecek
  • Grup içi finansman: Borç kapasitesi, faiz oranları, geri ödeme koşulları ve devam eden kredi ilişkileri için sürdürülebilirlik uygulamaları daha net belirleniyor


Genel olarak, yeni uygulama daha açık, daha az kısıtlayıcı olarak görülüyor ve özellikle finansman ilişkileri için firmaların mevcut politikalarını gözden geçirmelerini ve gerekirse yeni kurallar eşliğinde güncellemeler yapmalarını gerektiriyor.


İspanya – Yurtdışı holdinglerin İspanya CFC kuralları karşısındaki durumu


Bir ülke mukimi tarafından yurtdışında kurulan şirketler belirli koşulların sağlanması halinde ülke içinde kurulu şirketler gibi vergilendirilebiliyor. Uluslararası vergi rejiminde “Controlled Foreign Company” (“CFC”) olarak bilinen bu uygulama Türkiye’de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu içinde 7. Madde (Kontrol Edilen Yabancı Kurum “KEYK”) olarak ele alınmıştır.


İspanya Vergi İdaresi, kendi mevzuatlarında tartışmalı bir konu olarak görülen, İspanya mukimlerinin yurtdışı yatırımlarını yabancı bir ülkedeki ara holding şirketi (intermediary holding company) üzerinden elde tutmaları halinde iştirak kazancı istisnasının (participation exemption) nasıl uygulanacağı konusunda bir görüş açıklamıştır.


Yeni görüş doğrultusunda, iştirak kazancı istisna koşulları arasında CFC kuralları yer almadığı için, ara holding şirketleri üzerinden elde edilen temettü ve değer artış kazançlarının da “tam istisna” kapsamında olduğu ve CFC uygulamasını kapsamında tekrar beyan edilmesine gerek olmadığı teyit edilmiştir. Bu karar ile İspanya şirketlerinin yurtdışı yatırımları için ara holding şirketleri kullanmaları daha etkin hale gelmiştir.


Slovakya – 2025 yılı önemli vergi düzenlemeleri hayata geçiriliyor


Slovakya hükümeti tarafından 2025 yılında hayata geçirilen vergi düzenlemeleri içinde yatırımları ilgilendirebilecek bazı önemli konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Slovakya 2025 yılından geçerli olmak üzere 3 basamaklı bir vergi sistemine geçiş yapmıştır (Küçük vergi mükellefleri için 10%; 5 milyon EUR kadar geliri olan mükellefler için 21%; 5 milyon EUR’dan fazla gelirler için 24%) (2024 yılında genel vergi oranı 21%)
  • Slovakya mukimi (gerçek kişi) mükelleflere kar dağıtımında stopaj oranı 10%’dan 7%’ye düşürülmüştür. Yabancı ortaklara kar dağıtımı uygulamasında farklı oranlar vardır ve özellikle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarındaki limitler dikkate alınmalıdır
  • Yatırımlar ile ilgili maliyetler için ekstra vergi indirimi uygulaması 2027 yılına uzatılmıştır
  • Yüksek gelir grubundaki çalışanlar için sosyal güvenlik matrahı hesaplaması taban aylığın 9 katından 11 katına çıkartılmıştır
  • 2024 yılında hayata geçirilen finansal işlem vergisi (financial transaction tax) uygulamasında değişiklikler yapılarak kapsama giren mükelleflerin ve işlemlerin azaltılması ve uygulamanın netleştirilmesi yönünde düzenlemeler yapılmıştır

 

İngiltere (UK) – Çalışanlara verilen hisse teşviklerine ilişkin yeni düzenlemeler


İngiltere çalışanlara verilen hisse desteği planları (share options plan) uygulaması bakımından dünyada en gelişmiş mevzuata sahip ülkelerden birisi olarak kabul ediliyor. Giderek artan yatırım çekme rekabeti ve işçilik maliyetlerinin de etkisiyle İngiltere’de hisse planlarının vergilendirilmesi konusunda birtakım değişiklikler gündemde.

İşverenlerin çalışanları adına ödediği sigorta katkısı (National Insurance Contribution “NIC”) için alt limit düşürülüyor, bunun sonucu olarak daha fazla çalışanın ücretleri üzerinden NIC ödenmesi gerekecek ve işverenlerin maliyetleri artacak. Bu sebeple çalışan menfaatlerinin bir kısmının “share plan” olarak sunulması NIC planlaması için değerlendirilebilir.

Hisse satışı halinde uygulanan değer artış kazancı vergisi (Capital Gains Tax “CGT”) oranları kısmen artırılsa da (18%-24% aralığında) halen normal gelir vergisi oranlarının (40%-45% aralığında) altında. Bu sebeple çalışanlara sağlanan menfaatlerin bir kısmının “share plan” olarak sağlanması konusundaki vergi avantajı da devam ediyor.


Avustralya – Gayri-maddi haklar ile ilgili işlemler özel vergi incelemelerine konu ediliyor


Günümüzde, çok uluslu şirketlerin ticari başarısı ve karlılığı arkasında yatan en önemli değerler gayri-maddi haklar (intangible rights) olarak kabul ediliyor. Bu haklar arasında en çok bilenler marka değerleri, ticari formüller, know-how, copyright ile korunan yeni tasarım veya icatlar, programlar, patentler ve şerefiye (goodwill) sayılabilir.

Avustralya vergi idaresi bu gibi gayri-maddi haklar üzerinde yapılan işlemleri hedefleyen vergi incelemelerini yoğunlaştırıyor. Bu konuda her ne kadar OECD’nin genel kabul görmüş prensiplerine atıf yapılsa da uygulamada yerel mevzuat ve tebliğlerle desteklenen daha korumacı bir politika izlediği gözlemleniyor. Bu incelemelerde yoğunlaşılan bazı konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Gayri-maddi hakların geliştirilmesi ile ilgili giderlerin hangi ülkede ve ne ölçüde vergi matrahından indirilebileceği
  • Gayri-maddi hakların kullanımı ile ilgili “royalty” ödemelerinin nasıl vergilendirileceği
  • İlişkili taraflar arasında yapılan gayri-maddi hak satış veya kiralama işlemlerinde emsal değerin (arm’s lentgth principle) nasıl belirlenebileceği
  • Gayri-maddi hakların daha düşük vergi oranı olan ülkelere konumlandırılarak esas faaliyet gösterilen ülkede vergi matrahının aşındırılmasının engellenmesi (anti-avoidance provisions)


Avustralya gibi ülkelerde başlayan hedefli vergi incelemelerinin diğer ülkelerdeki vergi düzenlemeleri ve incelemelerine örnek olması ve gayri-maddi haklar konusundaki işlemlerin çok uluslu şirketlerin en önemli vergi ihtilafı konularından birisi olması etki altındaki şirketleri de önceden tedbir almaya yönlendiriyor.


İtalya – Uluslararası finans kurumlarına (ara şirketler üzerinden) yapılan faiz ödemelerinin stopaj istisnası kapsamında olduğu hakkında Yüksek Mahkeme kararı


İtalya yüksek mahkemesi tarafından, İtalya’da yerleşik kurumlardan uluslararası finans kurumlarına yapılan faiz ödemeleri üzerinden stopaj alınmamasını sağlayan istisnanın uygulaması konusunda önemli bir karar verildi. Faiz ödemesi yapılan kurumun doğrudan yabancı finansal kurum olmaması halinde bile, yapılan faiz ödemelerinin “nihai gerçek lehdarı” (ultimate beneficial owner) uluslararası finans kurumu olması durumunda, stopaj istisnasının yine de uygulanması gerektiği ifade edildi.


Örnek olayda; uluslararası bir finansal kurumun bir AB üye ülkesinde kurduğu ara şirketler aracılığıyla İtalya’daki yatırımlarını finanse ettiği, karşılığında yapılan faiz ödemelerinin finansal kuruma değil de diğer AB ülkesinde kurulu ara şirketlere yapılması durumunda ise ödemelerin gerçek lehdarının şirketlerin nihai sahibi olan finansal kurum olduğunun kabul edilmesi ve istisnanın uygulanmasına engel olan İtalya vergi idaresi düzenlemelerinin iptal edilmesine karar verilmiştir.


Türkiye’de de yurtdışına yapılan faiz ödemelerinin Stopaj, KDV ve Damga Vergisi uygulamalarında benzer bir “uluslararası finansal kurum” tanımı ve uygulaması sorunu yaşanıyor. Vergi idarelerinin özelgeler yoluyla ortaya koyduğu görüşler genelde mükelleflere sunulan vergi avantajlarını daraltıcı yönde oluyor bu sebeple vergi mahkemelerinin bu gibi uygulamalar konusunda daha kapsayıcı yorumlarına ihtiyaç duyuluyor.

 

Portekiz – Yabancı çalışanların Teknoloji ve Ar-Ge alanındaki faaliyetlerine sağlanan istisna rejimi (IFICI) uygulaması 


Portekiz’de yabancı çalışanlara yönelik avantajlı bir vergi rejimi olan Non-Habitual Resident (NHR) uygulamasının 2024’te sona ermesinin ardından uygulamaya konulan IFICI vergi teşvik sistemi özellikle teknoloji ve Ar-Ge alanında Portekiz’de çalışma yapan yabancı kişileri kapsıyor.


Daha önce Portekiz’de yerleşik olmayan kişiler çalışma amacıyla Portekiz’e taşındıklarında 10 yıl boyunca Portekiz kaynaklı gelirleri üzerinden sadece 20% düz oranlı vergi ödemelerini (ve yurtdışında elde edecekleri gelirler üzerinden Portekiz’de vergi ödememelerini) sağlayan IFICI rejiminden yararlanabilirler. Bu uygulamadan hem belirli bir işveren tabi “ücret geliri” hem de serbest çalışmaya bağlı “serbest meslek geliri” elde eden kişiler yararlanabilirler.


Ancak söz konusu teşvik sisteminin uygulaması daha önceki NHR rejimine göre bir hayli karışık, hangi alanlardaki çalışmalarının kapsama gireceği, yabancı çalışanları istihdam edecek şirketlerin tabi olacağı kuralları, farklı düzenlemelerin aynı anda uygulanması ve detaylı kayıt ve tescil sistemi gibi zorluklar barındırıyor.


Günümüzde özellikle teknoloji alanında uzman personelin çok mobil hale gelmesi ve ülkeler arası yer değişikliği yapabilmesi bu gibi teşvik sistemlerini önemli hale getiriyor. Türkiye’den Portekiz’e taşınmayı düşünen kişilerin sistemin zorluklarını da düşünerek önceden bir uzman ile çalışmaya başlaması tavsiye ediliyor. Ayrıca, bu kişilerin her iki ülke kaynaklı gelirleri olmaya devam etmesi halinde Portekiz-Türkiye arasındaki ÇVÖ anlaşması hükümlerinin de değerlendirilerek en uygun planlamanın yapılması için her iki ülke mevzuatının ortak değerlendirilmesi gerekliliği de ortaya çıkıyor.


Yunanistan – Şirketlerin ölçeklerinin belirlenmesi AB ile uyumlu hale getirildi


Yunanistan hükümeti, AB Direktifleri doğrultusunda, Yunan şirketlerin ve grupların ölçeklerinin belirlenmesine ilişkin kriterleri yeniden belirledi. Böylece, küçük / orta / büyük ölçekli işletme ve grupların sınıflandırılması ve bunların kurumsal ve finansal raporlama yükümlülükleri AB uygulaması ile yakınlaştırıldı. Söz konusu kriterler bilanço büyüklüğü, net ciro ve toplam eleman sayısı gibi kriterlere göre belirleniyor ve belirli bir yılda 3 kriterin 2’sini sağlayan firmalar o kategoriye dahil olarak kabul ediliyor.



Türkiye – Döviz ve TL kullanımı ile kredi limitlerinde sıkı takipler & güncellemeler


2018’de yaşanan ekonomik türbülans sonrasında dövizle sözleşme ve ödeme kapsamında yapılan daraltıcı önlemler, bankacılık ve kredi & taksit işlemleri üzerinde kurumların aldığı tedbirler, ihracat genelgesi ile ihracat dövizlerinin bankalara satılması zorunluluğu ve bir taraftan da ihracatçı ve sanayiciyi rahatlatma adına reeskont kredilerinde kolaylıklar ve KKM derken bugünlere geldik.


Genel olarak ekonomik gidişat hoş olmadığında herkesin bir şey söylemeye hakkı var. Ekonomide hiç kimseyi suçlamak doğru olmaz. Eleştirmek ve daha iyiyi bulmak ise temel amaç olmalı. İhracatçı dövizin fiyatından memnun değil, 2018’de sayın Cumhurbaşkanı’nın “dövizle sözleşme ve ödeme yasağı” sonrasında çok fazla Tebliğ çıktı, BDDK ve TCMB çeşitli yollarla, yüksek frekanslı veri takipleri ve özet raporlamalarla TL kredilerin dövize gidip gitmediğini sıkı bir şekilde takip etti, çoğu sektör işlerinde, kontratlarında TL’ye döndü, TCMB son dönemde politika faiz oranlarını yavaştan indirmeye başlamış olsa da yüksek TL mevduat faizi insanları TL’ye yöneltti, TCMB’nin vadeyle ilgili sıkıştırmalar ve diğer hamleleriyle KKM hacmi de azalmaya başladı.


Bu bilgiler ışığında 2025 yılında bu alan çok daha iyi yönetilmeli derken son 1 ay içinde yaşanan gelişmeler bunun üzerine denk geldi. Ülkemizde ekonominin iyi gitmesi ve adil gelir / refah dağılımı için iş dünyasının işine ve önüne bakacağı bir iklim çok kıymetli. Bu açıdan para ve maliye politikasının üzerinde oturduğu şekillendiği konjonktür çok önemli hale geliyor.


Tüm detayları Taxia blog’dan okuyabilirsiniz.


B. 
Avrupa Birliği Düzenlemeleri

 

CJEU vs İspanya mahkeme kararı – Yabancı ortaklara uygulanan “kar dağıtım stopajı” vergisinin iade edilmemesi AB Mahkemesi tarafından AB prensiplerine aykırı bulundu


İspanya’da yatırımı bulunan bir Avrupa (AB) ülkesinde yerleşik yabancı şirket, İspanya’daki iştirakinden elde ettiği kâr payı üzerinden kesilen stopaj vergisine (withholding tax) ilişkin iade talebinin reddedilmesi sebebiyle AB Yüksek Mahkeme’sinde (CJEU) açtığı davada haklı bulundu.


Örnek olayda, her ne kadar İspanya’da temettü üzerinden kesilen vergilerin ana şirketin kendi ülkesindeki kurumlar vergisi beyannamesinde mahsubu mümkün olsa da ana şirket kendi ülkesinde verdiği KV beyannamesinde zarar ortaya çıktığı ve ödenecek vergi olmadığı için kendi ülkesinde mahsup veya iade almanın olanaksız olması sebebiyle İspanya makamlarına iade için başvurdu. İspanya makamları iade talebini reddetti. Şirket ise AB Yüksek Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda “sermayenin serbest dolaşımı” ve “haksız rekabet” prensiplerine atıf yaparak İspanya vergi idaresinin kararının iptalini istedi.


Yüksek Mahkeme verdiği kararda, eğer ana şirket İspanya’da yerleşik bir şirket olsaydı, İspanya’daki iştirakleri üzerinden ödenen temettü stopajının KV beyannamesi üzerinde mahsubuna izin verildiği ve ana şirketin zararda olması halinde ise ödenen stopajların “iade” yoluyla İspanya’daki ana şirkete geri ödendiğine dikkat çekerek, yerli bir kuruma sağlanan bu imkânın yabancı (AB içinde) bir kuruma sağlanmamasının AB prensipleri ile çeliştiğini kabul etti.


Hem uluslararası vergi politikası hem de AB hukuku bakımından ilgi çekici olan bu kararın AB dışındaki (Türkiye gibi) ülkeler için henüz bağlayıcılığı yok ancak yatırımlarını AB’de kurulu bir ara holding şirketi üzerinden yapan yabancı yatırımcılar için dikkat edilmesi gereken bir gelişme.

 

CBAM reform: AB ülkeleri için getirilen kolaylıklar haksız rekabete yol açar mı?


AB Komisyonu “Karbon Sınırlaması Düzenleme Mekanizması” (Carbon Border Adjustment Mechanism “CBAM”) ile ilgili reform önerisinde bulundu. Bürokrasiyi azaltıp iş yapma süreçlerini kolaylaştırmayı hedefleyen öneriler içinde küçük işletmelerin istisna edilmesini sağlayan bir “de-minimis” kuralı getirilmesi, basitleştirilmiş karbon emisyon hesaplamaları ve daha esnek beyan yükümlülükleri sayılabilir. Aynı zamanda, zorunlu olan CBAM sertifikası alma tarihi de 2026 yılından 2027 yılına erteleniyor.


AB üyeleri için getirilen bu kolaylıklar memnuniyetle karşılanıyor. Ancak aynı zamanda AB üyesi olmayan ülkelere yönelik daha sıkı bir uygulama yapılması ihtimali de gündemde yerini koruyor. Dünya Ticaret Örgütü düzeyinde yapılan itirazlar ile AB’nin bu uygulamasının AB dışı ülkelerin iş yapış süreçlerini zorlaştırdığı ve haksız rekabete yol açtığı iddia ediliyor. Bu konudaki gelişmeler özellikle AB içinde iş yapan veya yapmak isteyen AB-dışı ülkelerde yerleşik şirketler için önem arz ediyor ve yakından takip edilmesini gerektiriyor.


C. OECD ve Diğer Uluslararası Kuruluşlar

 

OECD, yeni bir rapor olarak Değer Artış Kazancı Vergilendirmesi (Capital Gains Taxation) raporunu yayımlamıştır.

Linkte yer alan raporda ülke uygulamaları ve özellikle karşılaşılan güçlükler ele alınmıştır. Bu alanda Türkiye dahil istisna sağlayan rejimler ile farklı şekillerde ve kanunlarda vergilemeyi ele alan ülkeler raporda anlatılmaktadır.

 

OECD, 2024 Kurumlar Vergisi İstisnalarını raporlamıştır.

Raporda gelişmekte olan 70 ülkenin verdiği indirim, istisna, vergi tatili benzeri yapılar ve özellikle 2022-2024 dönemine ilişkin gidişat ve eğilimler yer almaktadır. Özet bilgi olarak bu dönem içerisinde bu ülkelerin yarısında vergi istisnalarının arttığını söyleyebiliriz.

OECD Investment Tax Incentives Database 2024 update | OECD

 

OECD, Pillar II konusunda beyanname / bildirim sistemini güncellemiştir.


Konuyla ilgili tüm ayrıntıları bir önceki 3 aylık bültenimizde bulabilirsiniz. Detayları ve analizi okumak için tıklayınız.

 

Türkiye’nin de parçası olduğu yeni sistem kapsamında ülkeler belli şartları sağlayan firmaların asgari bir küresel vergi ödemesini takip edeceklerdir. Seçilen kural setine göre eksik alınmış olan bir vergi varsa hangi ülkenin alacağı belirlenmiş olacaktır. 750 milyon Euro ciro eşiği ve ülkeler (jurisdiction) bazlı eşiklerin olduğu bu sistemde uluslararası muhasebe standartlarına uygun bir şekilde tanımlanan gelirler baz alınacak, bazı gelirlerin ise kapsam dışında kalmasına müsaade edilecektir. Bu eşiklerin aşılıp aşılmadığı ve hangi ülkede beyan / bildirim olacağının tespiti açısından OECD tarafından hazırlanan ve güncellenen söz konusu GIR önemli bir raporlama seti olacaktır.

Global minimum tax: Release of compilation of qualified legislation and information filing and exchange tools

 

Ücretlerin Vergilendirilmesi Raporu 30 Nisan’da yayımlanacak.

OECD, her yıl bu konuda bir rapor yayımlıyor. Geçen seneki Rapora bu linkten göz atabilirsiniz.

 

OECD, yeşil & iklim ve net zero konusuyla kurumlar vergisini inceleyen bir çerçeve Rapor yayımlamıştır.

Corporate income tax, investment, and the Net-Zero Transition | OECD


D. Ülkemizde Neler Var?

 

Ülkemizde 2025’in ilk dönemi, Trump 2 döneminin politikalarını anlamakla ve ülke içinde yaşanan olumsuz gelişmelere karşı durgunlukla geçti. Firmalar 2025 yılı bütçelerini yaparken kullandıkları faiz, enflasyon ve döviz kuru beklentilerinin gerçekçi olmadığını ilk çeyrekte anlamış oldu.


Vergi mevzuatı tarafında enflasyon düzeltmesi konusunda VDK tarafından yapılan çalışmalar ve bunların duyurulması önemli bir konu başlığı. Yapılan hata türleri ve bulunan matrah farkı özellikle 2024 yıl sonu için ve 2025 yıl içinde yapılacak düzeltmeye yönelik daha dikkatli olmayı gerektiriyor.


Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı ile 2025 yılı asgari kurumlar vergisi başlamış olacak. İlk geçici vergide bu yıl enflasyon düzeltmesi yanında “asgari kurumlar vergisi” de çok önemli bir konu, ama geçmiş yıl zararlarının düşülmesine müsaade edilecek. Yeni İklim Kanunu’nda mali hükümler, Siber Güvenlik Kanunu’nda bağımsız denetim, yenilenen doğum yardımları, tasarruf finansman şirketlerinin de KAYİK kapsamına alınması ve sürdürülebilirlik denetimleri ve bankaların yeşil varlık oranı hesaplaması tebliği ilk çeyreğin önemli diğer gündem maddeleri oldu.


Bunun yanında kripto varlık işlemlerinde kimlik zorunluluğu, kripto varlık şirketlerine getirilen yükümlülükler, BDDK tarafından güncellenen tüketici kredi limitleri, TCMB tarafından %25’e indirilen döviz satma zorunluluğu ve dövizle sözleşme yasağında kapsamın daraltılması, KDV iade sisteminde yapılan önemli bir değişiklik de dikkati çekti.


Ayrıca, bu bültende özel konular olarak; Pillar I B tutarına ilişkin yapılan açıklama, Danıştay’ın bu yıl uygulanacak asgari kurumlar vergisiyle ilgili vermiş olduğu yürütmenin durdurulması kararıyla, elektronik ticarette yapılan düzenlemeler ve lisans ücretinde indirim olarak dikkate alınan kalemlerle ile ticari araçlarla ilgili takip ve bazı özel sistemlerin zorunlu tutulması konularını da ele aldık.


Vergi oranları olarak, bazı finansal enstrümanlarda stopaj oranları artırıldı, yıllara yaygın inşaat ve onarım tarafında ise %5 olan genel oran korunurken spesifik olarak bazı türlerde (demiryolu, metro ve gemi yapım oranım işlerinde) stopaj oranı %1’e indirildi.


BDDK’nın döviz ve kredilerin takibi ile ilgili aldığı bazı kararlar iptal edilirken, kombine taşımacılık yönetmeliği, KOSGEB teşvikleri ve işletmelerin diğer defterlerinin elektronik ortamda tutulmasına ilişkin düzenleme yürürlüğe girdi. Özellikli şirketler temmuz ayında e-deftere geçmek zorundalar. Türkiye’de ilk çeyrekte olup biteni aylık bültenlerden daha detaylı olarak takip edebilirsiniz.

https://taxia.com.tr/blog-202522-nisan-2025-aylik-mali-vergisel-gelismeler-707

https://taxia.com.tr/blog-202518-mart-2025-vergisel-mali-gelismeler-703

https://taxia.com.tr/blog-202515-subat-ayi-vergisel-mali-gelismeler-699

https://taxia.com.tr/blog-202508-ocak-ayi-mali-vergisel-gelismeler-691

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

 

Sevgi ve saygılarımızla,

 

Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy

 




PDF İndir