2025/55 Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelikle Getirilen Düzenlemeler ve Uyum Süreci
Bu yazımızda doğrudan satış sistemiyle alakalı güncel gelişmeleri paylaşıyor olacağız. Konuyu hukuki perspektifte NPartners hukuk ofisinden Av. Nazlı Özkul ve Av. Nilüfer Kibar ile Taxia vergi uzmanı Şaban Küçük, Çağla Çetin ve Bozkurt Ali Türküsev ile değerlendirdik.
Tüketici piyasasında hızla büyüyen doğrudan satış sektörü, son yıllarda hem bireysel girişimcilerin hem de sermaye şirketlerinin yoğun ilgisine konu olmuştur ancak sistemin yaygınlaşmasıyla birlikte, tüketici mağduriyetleri, kayıt dışı faaliyetler ve finansal sürdürülebilirliği olmayan modellerin çoğalması gibi yapısal sorunlar gündeme gelmiştir.
Bu çerçevede, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda (“Kanun”)1 köklü değişiklikler öngören 7529 sayılı Kanun2, 30/11/2024 tarihli ve 32707 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış; doğrudan satışlara ilişkin hükümler 30/07/2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Anılan değişikliklerin uygulama çerçevesi, 8 Ağustos 2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”)3 ile belirlenmiştir. Yönetmelik, yalnızca tüketici korumasını güçlendirmeyi değil, aynı zamanda sektöre giriş bariyerlerini yükselterek faaliyet gösteren şirketlerin mali yapısını disipline etmeyi, piyasa aktörlerinin sermaye yeterliliğini garanti altına almayı ve gelir modelini ürün/hizmet satışına dayalı detaylı bir yasal bir zemine oturtmayı hedeflemektedir.4
Yeni Yönetmelik, doğrudan satış sisteminin piramit şemasına dönüşmesini önlemek amacıyla doğrudan satıcılar bakımından çeşitli yasaklar ve zorunluluklar getirmektedir. Tüketicinin korunması açısından ise, cayma hakkının tanınmasının yanı sıra, doğrudan satış yapan satıcılara ek yükümlülükler yükleyerek sorumluluk alanlarını genişletmektedir.
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce doğrudan satış faaliyetinde bulunan şirketler, en geç 30/01/2026 tarihine kadar şirket yapılarını ve faaliyetlerini Yönetmelik’te öngörülen usul ve esaslara uygun hale getirerek doğrudan satış yetki belgesi (“Yetki Belgesi”) başvurusunda bulunmakla yükümlü olacaktır. Bu nedenle, birçok şirketi önümüzdeki dönemde kapsamlı bir uyum süreci beklemektedir.
1. YÖNETMELİK ÖNCESİNDE DOĞRUDAN SATIŞLARA İLİŞKİN DURUM
Yeni Yönetmelik, Kanun’un 47/A maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.5 Yönetmelik, doğrudan satış faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemekte olup, Yetki Belgesi verilmesi, sektörel bazda mali güvence tesis edilmesi, doğrudan satış şirketlerine ilişkin sermaye yeterliliğinin sağlanması, kazanç planlarının oluşturulması, sözleşme içerikleri ve tüketici haklarının daha efektif bir biçimde korunması gibi konularında yoğun düzenlemeler getirmektedir.
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce, doğrudan satış faaliyetleri için Yetki Belgesi alınması gibi özel bir lisans, asgari sermaye şartı, banka teminatı ve bloke yükümlülüğü veya kazanç planına ilişkin sınırlamalar bulunmamaktaydı. Bu faaliyetler, doğrudan satışa özgü bir mevzuat çerçevesi olmadığından, genellikle Kanun’un genel hükümleri ile “Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği”6 veya “İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliği”7 kapsamında kıyasen uygulanmaktaydı. Bu nedenle tüketiciye tanınan cayma hakkı süresi ve ilgili prosedürler, faaliyetin niteliğine göre farklılık gösterebilmekteydi. Doğrudan satışa özgü tüketiciye tanınan 30 (otuz) günlük cayma hakkı ise 24/10/2024 tarihli ve 7529 sayılı Kanun ile Kanun’a eklenen 47/A maddesi ile yasal olarak tanımlanmıştır.
Önceki dönemde, doğrudan satış şirketlerinin organizasyon yapısı, sermaye yeterliliği, komisyon ve prim sistemlerinin ürün/hizmet satışına dayalı olup olmadığı konusunda bağlayıcı kriterler ve idari denetim mekanizmaları bulunmamaktaydı. Bu durum, zaman zaman ürün satışından ziyade yeni üye kaydına dayalı, finansal sürdürülebilirliği olmayan piramit şeması benzeri yapılanmaların “doğrudan satış” kisvesi altında faaliyet göstermesine fırsat tanımaktaydı.
Yine önceki dönemde mevcut mevzuat hükümleri ve idari yaptırım ve denetim gücünden yoksundu. Kanun’un 47/A maddesi ile doğrudan satış sistemi, sermaye yapısından kazanç planına kadar temel unsurlarıyla kanuni zemine oturtulmuştur. Bu maddeye dayanılarak çıkarılan Yönetmelik, söz konusu ilkeleri ayrıntılandırmış ve sektöre giriş için Yetki Belgesi alma zorunluluğu, asgari sermaye ve mali güvence tesis edilmesi, kazanç planının ürün/hizmet satışına dayalı olması ve piramit şemalarının engellenmesi gibi detaylı düzenlemeler getirmiştir.
2. DOĞRUDAN SATIŞ SİSTEMİ VE AKTÖRLERİ
Doğrudan satış, klasik perakende kanallarından farklı olarak, ürün veya hizmetlerin sabit bir mağaza veya satış noktası olmaksızın doğrudan tüketiciye ulaştırıldığı bir pazarlama ve satış yöntemidir.8 Bu sistemde satış, çoğunlukla bağımsız temsilciler, distribütörler veya danışmanlar aracılığıyla tüketiciyle yüz yüze temas kurularak; evde, işyerinde, sosyal ortamlarda ya da çevrim içi platformlar üzerinden gerçekleştirilmektedir.9 Uygulamada kapıdan kapıya satış, ev toplantıları, çok seviyeli pazarlama (Multi-Level Marketing veya “MLM”) ve çevrim içi doğrudan satış gibi farklı yöntemler kullanılmakta olup, amaç tüketiciye kişiselleştirilmiş bir tanıtım ve doğrudan erişim sağlamaktır. Bununla birlikte, meşru doğrudan satış sistemleri ile yasa dışı piramit satış yapılanmaları arasındaki ayrım, sektörün en kritik düzenleme alanlarından birini oluşturmaktadır.
Yönetmelik, Kanun’un 47/A maddesi uyarınca bu kavramı ve alt unsurlarını tanımlayarak, uygulama bakımından kapsamı netleştirmiştir. Yönetmelik uyarınca “doğrudan satış”; tüketicinin, doğrudan satıcıdan veya aracılık ettiği doğrudan satış şirketinden mal veya hizmet satın alması neticesinde doğrudan satıcının kazanç planı çerçevesinde menfaat elde ettiği satış olarak tanımlanmıştır.
“Doğrudan satış sistemi” ise doğrudan satış şirketi tarafından oluşturulan ve iş sözleşmesi ile istihdam edilmeyen bağımsız temsilci, distribütör, danışman veya benzeri sıfatlarla faaliyet gösteren doğrudan satıcıların, komisyon, prim, teşvik veya ödül karşılığında tüketiciye mal veya hizmet sunduğu yapı olarak ifade edilmiştir. Bu sistemin merkezinde yer alan “doğrudan satış şirketi” ise, söz konusu sistem kapsamında tüketiciye mal veya hizmet satışını gerçekleştiren satıcı veya sağlayıcıdır. Sistemin bağımsız aktörü olan “doğrudan satıcı”, tüketiciye mal veya hizmetleri tanıtarak satışını yapan ya da doğrudan satış şirketinden mal veya hizmet alınmasına aracılık eden ve bu faaliyetleri karşılığında kazanç planına göre menfaat elde eden gerçek veya tüzel kişidir.
Bu noktada Yönetmelik’te yer alan bağımsız distribütör ifadesi dikkat çekicidir. Ticari hayatta distribütörlük, kendi adına ve hesabına mal alıp satan, bağımsız ticari risk taşıyan bir aktörü ifade etmekle birlikte; Yönetmelik’te bu kavram, doğrudan satış sistemi içerisinde kazanç planı çerçevesinde faaliyet gösteren bir aktör olarak tanımlanmaktadır. Bu durum, uygulamada gri alan yaratmakta; distribütörlerle çalışan şirketlerin Yönetmelik kapsamına girip girmediği hususunun, distribütörlerin doğrudan satış şirketinin kazanç planına dahil olup olmaması kriteri yönünden ayrıca değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu tespitin yapılabilmesi için, distribütörlerle akdedilen sözleşme hükümlerinin, özellikle de kazanç planı, prim/komisyon yapısı ve satış organizasyonu içindeki konumun ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir.
Bu tanımlar çerçevesinde Yönetmelik, doğrudan satış faaliyetinin yalnızca ürün veya hizmetin fiili satışı üzerinden şekillenmesini, kazanç planlarının yeni üye kaydına dayalı sürdürülemez gelir modelleri yaratmamasını ve piramit şeması yasağıyla çelişmemesini zorunlu kılmıştır. Ayrıca, doğrudan satıcıların kimliklerinin açıkça tespit edilebilmesi amacıyla her birine doğrudan satış şirketi tarafından “doğrudan satıcı numarası” tahsis edilmesi şartı getirilmiş; böylece sektörde kayıt dışılığın azaltılması ve denetim kolaylığı sağlanması hedeflenmiştir.
3. YÖNETMELİK UYARINCA DOĞRUDAN SATIŞ SİSTEMİNE İLİŞKİN ESASLAR10
3.1. Doğrudan Satış Sistemindeki Ürün ve Hizmetlerin Niteliği
Yönetmelik, doğrudan satış sistemine ilişkin olarak öncelikle ürün ve hizmetin niteliği konusunda net bir çerçeve çizmiştir. Buna göre, sistem kapsamında satılan mal veya hizmetin tüketicilere satılabilir ve pazarlanabilir nitelikte olması zorunludur. Ayrıca, ilgili mevzuat uyarınca piyasaya arzı yasak olan veya doğrudan satış yöntemiyle satışı yasaklanan mallar (örneğin tıbbi veteriner ürünleri, reçeteyle satılan ilaçlar, tütün mamulleri veya elektronik sigaralar, alkollü içkiler vs.) ile 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda tanımlanan sermaye piyasası araçları ve kripto varlıklar, doğrudan satışın konusu olamaz. Bu hüküm, özellikle yatırım amaçlı ürünlerin veya yüksek riskli finansal araçların doğrudan satış yoluyla pazarlanmasının önüne geçmeyi amaçlamaktadır.
3.2. Doğrudan Satış Sisteminde Kazanç Planı
Yönetmelik, doğrudan satışın tanıtım ve pazarlama yöntemlerinde de sınırlamalar getirmiştir. Sistemin, hızlı zengin olma fırsatları veya gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatler ile tanıtılması yasaktır. Doğrudan satıcıların baskı, aldatma, rahatsızlık verme gibi yollarla sisteme dahil olmaya zorlanması da açıkça yasaklanmıştır. Buradaki amaç hem tüketiciyi hem de sisteme doğrudan satıcı olarak yeni katılacak kişileri yanıltıcı veya zorlayıcı satış tekniklerinden korumaktır.
Kazanç planına ilişkin olarak, doğrudan satış sisteminin ağırlıklı olarak yeni üye kaydına dayalı menfaat dağıtımı üzerine kurulması yasaklanmıştır. Başka bir deyişle, doğrudan satış faaliyetinin odağında ürün veya hizmet satışı bulunmalı; sisteme yeni satıcı kazandırılması birincil gelir kaynağı olmamalıdır.
Perakende satış kârı, doğrudan satıcının şirketten satın aldığı mal veya hizmetin alım fiyatı ile, tavsiye edilen veya fiilen uygulanan tüketici satış fiyatı arasındaki farktan oluşan brüt kârı ifade eder. Bu kâr, doğrudan satıcının kendi yaptığı satışlardan elde ettiği, komisyon, prim veya teşvik ödemelerinden bağımsız bir gelir unsurudur. Bu doğrultuda, perakende satış kârı hariç olmak üzere doğrudan satış şirketi tarafından doğrudan satıcılara sağlanan komisyon, prim ve benzeri menfaatlerin toplamı, yıllık net satışların %50’sini aşamaz.
Ayrıca, sisteme yeni katılımlardan kaynaklı ödemelerin (prim, teşvik, ödül vb.) toplamı, yıllık tüm menfaatlerin %30’unu geçemez. Bu oranlar, piramit şemalarına dönüşebilecek gelir modellerini engellemeye yöneliktir. Bu iki düzenleme, 01.01.2026 tarihinde yürürlüğe girecek olup, mevcut şirketlere kazanç planlarını ve ödeme sistemlerini belirtilen oranlara uygun hale getirebilmeleri için uyum süresi tanınmıştır.
3.3. Sermaye ve Teminat Şartı
Yönetmelik uyarınca, doğrudan satış şirketinin sermaye şirketi statüsünde olması ve en az 10.000.000 (on milyon) Türk lirası ödenmiş sermayeye sahip bulunması zorunlu hale getirilmiştir. Bu düzenleme, sektöre girişte mali yeterliliğin sağlanması ve finansal istikrarın temini amacını taşımaktadır. Halihazırda işbu Yönetmelik uyarınca öngörülen sermaye şartını karşılamayan şirketler bakımından, uyum süreci içerisinde sermaye artırımı işlemlerinin gündeme gelmesi beklenmektedir.
Ayrıca, şirketin Türkiye’de yerleşik kamu veya özel bir bankada, 3.000.000 (üç milyon) Türk lirası tutarında bloke edilmiş mevduat, katılma fonu, vadesiz mevduat, döviz tevdiat hesabı veya kıymetli maden hesabı bulundurması zorunludur. Döviz veya kıymetli maden hesabı tercih edilmesi halinde, tutarın belirlenmesinde yatırıldığı tarihteki TCMB efektif satış kuru esas alınacaktır. Döviz tevdiat veya kıymetli maden hesabına yatırılan meblağ, her durumda bu fıkrada öngörülen alt sınırın altına düşemez. Ancak bu tutarın, döviz kuru dalgalanmaları karşısında nasıl ve hangi periyotlarla denetleneceği hususu belirsizdir. Zannımızca bu denetimin, Yetki Belgesi’nin yenileme başvuruları sırasında yapılacağı öngörülmektedir.
3.4. Doğrudan Satıcıların Sisteme Katılımı, Hak ve Yükümlülüklerine İlişkin Esaslar
Yönetmelik, doğrudan satış ağına katılabilecek satıcılar ve bu kişilerin sisteme katılım ve ayrılma süreçleri bakımından önemli sınırlamalar ve güvenceler getirmiştir. Buna göre, doğrudan satış şirketleri; on sekiz yaşından küçükleri, fiil ehliyetine sahip olmayanları, şirketin ortakları ile yöneticilerini ve bunların eşi ile birinci dereceye kadar kan ve kayın hısımlarını doğrudan satıcı olarak sisteme dahil edemez. Bu düzenlemeyle, özellikle çıkar çatışmalarının ve içeriden haksız kazanç sağlanmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Doğrudan satıcılardan, sisteme katılım veya sistemde kalma şartı olarak; tüketiciye satışı öngörülmeyen yenileme, paket, ücret, aidat veya benzeri isimler altında herhangi bir bedel talep edilemez. Sisteme girişin tek mali unsuru, satılması planlanan mal veya hizmetlerin bedeli olabilir. Satın alınması zorunlu olan giriş paketleri ise doğrudan satıcının sistemdeki seviyesini veya kazanç planındaki konumunu belirleyemez. Ayrıca, bu paketlerin fiyatı, şirketin tavsiye ettiği perakende satış fiyatını aşamaz. Bu hükümler, sisteme girişte haksız rekabet veya maddi külfet yaratılmasının önlenmesine yöneliktir.
Doğrudan satıcı, herhangi bir ceza, borç veya yaptırım olmaksızın sistemden ayrılma hakkına sahiptir. Katılımdan itibaren otuz gün içinde ayrılan bir doğrudan satıcının elinde kalan kullanılmamış mallar, şirket tarafından geri alınmak zorundadır. Bu iadelerde, doğrudan satıcıya ödenmiş olan komisyon, prim veya diğer menfaatler mahsup edildikten sonra kalan bedel, iade talebinin şirkete ulaşmasından itibaren 30 (otuz) gün içinde ödenmelidir. Bu düzenleme, özellikle girişte yüksek maliyetler yüklenmiş kişilerin mağduriyet yaşamadan sistemden çıkabilmesine imkân tanımakta; aynı zamanda tüketicinin korunması amacını da pekiştirmektedir.
Yönetmelik uyarınca doğrudan satıcı, tüketiciye tanınan hakların kullandırılmasından ve tüketiciye karşı diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesinden doğrudan satış şirketine karşı sorumludur. Doğrudan satıcı, şirketin mal veya hizmetlerinin satışı veya satışına aracılık ettiği durumlarda, tüketicilere kendi doğrudan satıcı numarasını belirtmekle yükümlüdür. Yetkilendirilmiş doğrudan satıcılar yalnızca şirketin belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde satış yapabilir. Getirilen bu düzenlemelerle, satış süreçlerinin şeffaf yürütülmesi, kazanç planındaki ödemelerin doğru kişiye yönlendirilmesi ve şirket politikalarının korunması amaçlanmaktadır.
Bir diğer dikkate değer husus ise; doğrudan satış şirketlerinin, doğrudan satıcının tüketiciye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesinden, doğrudan satıcıyla birlikte müteselsil sorumlu olacağı hükmünün düzenlenmesidir. Bu düzenleme, uyuşmazlık çözümü süreçlerinde tüketicinin doğrudan şirkete başvurabilmesine imkân tanıyarak tüketicinin tahsilat kabiliyetini önemli ölçüde arttırmaktadır. Diğer yandan, bu durum şirketler açısından satıcı seçimi, eğitimi ve denetiminde daha yüksek düzeyde özen ve denetleme yükümlülüğü doğurmakta; ihlali halinde ise şirketin doğrudan hukuki ve mali sorumluluk üstlenmesini zorunlu kılmaktadır.
4. YETKİ BELGESİ’NE BAŞVURU VE ŞARTLARI
Yönetmelik uyarınca, Türkiye’de doğrudan satış faaliyeti yürütmek isteyen doğrudan satış şirketlerinin faaliyete başlamadan önce Ticaret Bakanlığından (“Bakanlık”) Yetki Belgesi almaları zorunludur. Hâlihazırda faaliyette bulunan şirketler ise, en geç 30/01/2026 tarihine kadar Yönetmelik’te öngörülen şartlara uygun hale gelerek Yetki Belgesi başvurusunda bulunmakla yükümlü kılınmıştır. Yetki Belgesi, Bakanlık bünyesinde görev yapan Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü (“Genel Müdürlük”) tarafından düzenlenir. Bu düzenlemeyle, piyasada yalnızca mali ve kurumsal yeterliliği bulunan aktörlerin faaliyet göstermesi ve sektöre girişin daha sıkı denetlenmesi amaçlanmaktadır.
Başvurunun yapılabilmesi için şirketin sermaye şirketi statüsünde olması, en az 10.000.000 (on milyon) Türk lirası tutarında ödenmiş sermayeye sahip bulunması ve Türkiye’de yerleşik bir banka veya katılım bankasında 3.000.000 (üç milyon) Türk lirası tutarında bloke edilmiş nakit veya kıymetli maden bulundurması gerekir. Bu mali güvence, tüketiciye karşı doğabilecek yükümlülükler ve şirketin sürdürülebilirliği açısından teminat işlevi görmektedir. Ayrıca kazanç planının, doğrudan satıcılara sağlanan menfaatlerin yıllık net satışların yüzde ellisini; sisteme yeni katılımlardan kaynaklanan menfaatlerin ise yıllık tüm menfaatlerin yüzde otuzunu aşmaması yönündeki sınırlarla uyumlu olması şarttır. Bu oran sınırlamaları, yukarıda da izah edildiği üzere sistemin piramit şemalarına evrilmesini önlemek ve ana gelirin ürün veya hizmet satışından elde edilmesini sağlamak amacıyla getirilmiştir.
Yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca başvuru dosyasında; (i) şirketin konusunu ve kuruluşunu gösteren Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi, (ii) ortak ve yöneticilerin listesi, (iii) bloke teminata ilişkin banka yazısı, (iv) vergi levhası, (v) kazanç planı, (vi) mali müşavir onaylı son tarihli bilanço ve gelir tablosu veya yeni kurulmuş şirketlerde açılış bilançosu ve yoklama fişi, (vii) satışa konu mal veya hizmetlerin tavsiye edilen satış fiyatı listesi, (viii) tüketici bilgilendirme sistemi ve (ix) iş akış şeması ile ilgili belgeler yer almalıdır.
Yönetmelik’le getirilen ve başvuru aşamasında dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik nokta; satışa konu mal veya hizmetlerin ilgili mevzuat uyarınca ruhsat, izin veya bildirim zorunluluğu bulunması halinde, bu belgeler başvuru öncesinde temin edilmiş olmasıdır. Örneğin takviye edici gıdalar bakımından İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinden alınacak takviye edici gıda onay belgesi, kozmetik ürünler bakımından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu nezdinde Ürün Takip Sistemi (“ÜTS”) bildirimi başvuruya eklenmelidir. Bu belgeler olmaksızın başvurunun yapılması halinde, şirketten öncelikle süresi içinde eksikliklerin giderilmesi talep edilecek, giderilemiyorsa da başvuru reddedilecektir.
Başvurular Genel Müdürlük tarafından incelenmekte ve gerektiğinde tüketicilerin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla ek bilgi veya belge talep edilmektedir. Belgelerde eksiklik olması halinde ise 3 (üç) ayı geçmemek üzere süre tanınır. Başvurunun uygun bulunması halinde Yetki Belgesi düzenlenir ve Bakanlık internet sitesinde ilan edilir.
Yetki Belgesi 3 (üç) yıl süreyle geçerlidir. Geçerlilik süresi dolmadan başvuruda bulunulmuş olması şartıyla, belgenin geçerliliği başvuru sonuçlanıncaya kadar uzatılmış kabul edilir. Geçerlilik süresi sona ermeden önce başvuru yapılmadığı takdirde ise Yetki Belgesi, sürenin bitiminde iptal edilecektir.
5. TÜKETİCİYİ BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Yönetmeliğin 13. maddesi uyarınca doğrudan satıcı, satıştan önce tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla ön bilgilendirme formu vermekle yükümlüdür. Kalıcı veri saklayıcısı; tüketicinin bilgiyi sonradan erişip değiştirilmeden saklayabileceği araçları ifade eder. Örneğin form, e-posta yoluyla veya tüketiciye özel kullanıcı hesabı açılarak mobil uygulama üzerinden tüketiciye sunulabilecektir. Yönetmelik uyarınca formda; satılan mal veya hizmetin tanımı, vergiler dâhil fiyatı, teslim ve ifa koşulları, şirketin unvanı ve iletişim bilgileri, doğrudan satıcının kimliği ve satıcı numarası, cayma hakkı ve iade prosedürü ile uyuşmazlık halinde başvuru mercilerinin yer alması şart koşulmuştur. Doğrudan satışa konu hizmet, formda belirtilen tarihte ifa edilmeli; mala ilişkin teslim ise, bilgilendirme formunda belirtilen satış tarihinden itibaren en geç 30 (otuz) gün içinde yapılmalıdır.
Formun bu 1 (bir) yıllık süre içinde usulüne uygun, eksiksiz ve doğru şekilde verilmesi halinde 30 (otuz) günlük yasal cayma süresi, formun verildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bilgilendirme formunun verilmemesi, eksik ya da yanlış verilmesi halinde tüketiciye birtakım ilave olanaklar sağlanmıştır; örneğin tüketici, cayma hakkını kullanmak için 30 (otuz) günlük süre ile bağlı olmayacaktır. Bu durumda cayma hakkı süresi, yasal cayma süresinin sona erdiği tarihten itibaren 1 (bir) yıl sonra sona erer.
6. CAYMA HAKKI VE İADE PROSEDÜRÜ
Yönetmelik ile, doğrudan satışa konu mal veya hizmetlerde tüketiciye, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin 30 (otuz) gün içinde cayma hakkı tanınmıştır. Bu süre, mal satışlarında malın tüketiciye teslim edildiği, hizmet satışlarında ise sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Mesafeli satış veya işyeri dışında kurulan sözleşmeler için öngörülen 14 (on dört) günlük süreye kıyasla, doğrudan satış bakımından cayma süresinin 30 (otuz) güne çıkarılması, Yönetmeliğin tüketici lehine getirdiği en önemli yeniliklerden birisi olarak değerlendirilmektedir.
Cayma bildiriminin doğrudan satış şirketine veya doğrudan satıcıya ulaşmasından itibaren, tahsil edilen bedelin tüketiciye 30 (otuz) gün içinde iade edilmesi zorunludur. İadenin, tüketicinin ödeme sırasında kullandığı yöntem esas alınarak yapılması ve bu süreçte tüketiciye herhangi bir ek masraf, tazminat veya cezai şart yüklenmemesi hüküm altına alınmıştır.
Diğer tüketici sözleşmelerinde olduğu gibi, kişiye özel olarak üretilen mallar, çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek mallar, hijyen ve sağlık gerekçesiyle iadesi uygun olmayan ve ambalajı açılmış ürünler cayma hakkı kapsamı dışında tutulmuştur.
7. YETKİ BELGESİNDE İDARİ DENETİM VE YAPTIRIMLAR
Bakanlık, doğrudan satış şirketlerinin faaliyetlerini ve Yönetmelik hükümlerine uyumlarını denetleme yetkisine sahiptir. Yetki Belgesi sahibi şirketler, bu belgenin geçerliliği süresince Yönetmelik’te öngörülen tüm şartları kesintisiz olarak sağlamakla yükümlüdür.
Yetki Belgesi’nin iptali müeyyidesi, Yönetmeliğin 12. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca; Yönetmeliğin 6. maddesinde düzenlenen asgari sermaye ve bloke teminat şartlarına aykırılık tespit edilmesi veya 9. maddede yer alan başvuru belgelerinden olan; ortak ve yöneticiler listesi, bloke teminatın yatırıldığını gösteren banka yazısı, tüketici bilgilendirme sistemi ve iş akış şeması ile ilgili belgeler ve ruhsat, izin veya bildirim zorunluluğu bulunan mal veya hizmetlere ilişkin belgelerin herhangi birinde değişiklik olmasına rağmen bu değişikliklerin Genel Müdürlük’e süresi içinde bildirilmemesi hâlinde, Bakanlık tarafından şirkete uyarı yapılması; verilen süreye rağmen aykırılık giderilmez veya durum tekrarlanırsa Yetki Belgesi’nin iptal edileceği hüküm altına alınmıştır.
Bunun yanı sıra, Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında öngörülen esaslara aykırılık hâlinde, Bakanlıkça herhangi bir uyarı yapılmaksızın Yetki Belgesi’nin iptal edilmesi ve ilgili şirkete yeniden Yetki Belgesi verilmemesi gibi ağır bir müeyyide hüküm altına alınmıştır. Zannımızca bu ağır müeyyidenin mantığı; doğrudan satış sisteminin, esasen tüketiciye sunulan mal veya hizmetlerin fiili satışı üzerine kurulmasının sağlanması ve kazanç planının bu satışlar üzerinden şekillendirilmesi gayesidir. Sisteme yeni doğrudan satıcı katılımlarından sağlanan menfaatlerin toplam menfaatler içindeki oranı sınırlı tutulmaya çalışılmış, yeni katılımların birincil gelir kaynağı hâline getirilmemesi amaçlanmıştır. Bu hükümler, piramit şeması niteliğindeki sürdürülemez gelir modellerinin yasaklandığını açıkça ortaya koymakta olup, Yönetmeliğin temel amaçlarından biri bu yapıların önlenmesidir.
Yetki Belgesi’nin iptaline ilişkin kararlar Bakanlık internet sitesinde ilan edilecektir. Bu yaptırımlar, sektörde caydırıcılık sağlamayı ve yükümlülüklerini yerine getiren şirketlerin korunmasını temin etmeyi amaçlamaktadır.
SONUÇ
Yönetmelik, sektörde uzun süredir ihtiyaç duyulan kapsamlı dönüşümü başlatmıştır. Düzenleme ile, yalnızca güçlü finansal yapıya ve sürdürülebilir bir iş modeline sahip şirketlerin piyasada faaliyet göstermesi mümkün hâle gelmiştir. Bu durum, doğrudan satış ile piramit şeması benzeri yasa dışı yapılara ilişkin ayrımın netleşmesini ve sektör itibarının güçlenmesini sağlayacaktır.
Öngörülen sermaye ve bloke teminat şartları, mevcut durumda bu seviyelerin altında kalan şirketler açısından ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacını gündeme getirecektir. Uyum sürecinde, bazı şirketlerin sermaye artırımı yoluna gideceği; bu imkâna sahip olmayanların ise birleşme, devir veya sektörden çekilme seçeneklerini değerlendireceği tarafımızca öngörülmektedir. Böylelikle, pazarda yalnızca yükümlülüklerini yerine getirebilen, finansal açıdan güçlü ve kurumsal aktörlerin varlığını sürdürmesi sağlanacaktır.
Bakanlığın, Yetki Belgesi şartlarını karşılayan şirketleri kamuya açık şekilde ilan etmesi, lisanslı ve yetkisiz oluşumlar arasındaki farkın tüketici nezdinde net biçimde anlaşılmasına olanak tanıyacaktır. Bu şeffaflık hem girişimci hem de tüketiciler için güven unsurunu pekiştirecek; kayıt dışı faaliyetlerin sektörde tutunma imkânını ortadan kaldıracaktır.
Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 8 Ağustos 2025 itibarıyla tüm yeni başvurular bu şartlara tabi olmuş, hâlihazırda Yetki Belgesi bulunan şirketler ise en geç 30 Ocak 2026 tarihine kadar Bakanlığa başvurarak faaliyetlerini Yönetmelik hükümlerine uyumlu hâle getirmekle yükümlü kılınmıştır. Bu tarihe kadar başvurmayan, sermaye ve teminat koşullarını sağlayamayan veya kazanç planlarını mevzuata uyumlu hale getirmeyen şirketlerse, doğrudan satış sektöründe faaliyet gösteremeyeceklerdir.
KAYNAKÇA
- Doğrudan Satış Derneği. (t.y.). Doğrudan satış nedir? https://dsd.org.tr/dogrudan-satis-nedir/ (Erişim tarihi: 14 Ağustos 2025).
- Özkan, N. (2021). Doğrudan satış yöntemiyle ürünlerini pazarlayan işletmelerin gümrük kıymeti beyanında dikkat etmeleri gereken bir husus: Prim, komisyon, ikramiye ödemeleri. Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 5(1), 53–67. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1019958 (Erişim tarihi: 14 Ağustos 2025).
- Ticaret Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı Doğrudan Satış Sistemlerinin Kurallarını Belirledi, https://ticaret.gov.tr/haberler/ticaret-bakanligi-dogrudan-satis-sistemlerinin-kurallarini-belirledi (Erişim tarihi: 14 Ağustos 2025).
- 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 07.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmî Gazete.
- 7529 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 30.11.2024 tarihli ve 32707 sayılı Resmî Gazete.
- Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik, 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete.
- Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, 27.11.2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmî Gazete.
- İşyeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliği, 14.01.2015 tarihli ve 29236 sayılı Resmî Gazete.
- 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 06.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmî Gazete.
- Doğrudan Satışta Vergisel ve Mali Yükümlülükler, Taxia Blog Yazısı
Av. Nazlı Özkul, nazli@npartners.com.tr
Av. Nilüfer Kibar, nilufer@npartners.com.tr
Şaban Küçük, saban.kucuk@taxia.com.tr
*Okuduğunuz için teşekkürler. Bu konuda paydaşların çalışmalarına ve sektörde yapılan zirvelere ulaşmak için Dernek web sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Doğrudan Satış Derneği – DSD
Sevgi & Saygılarımızla
Taxia & NPartners
PDF İndir