Abone Ol EN

2024-44 / Uluslararası Mali Gelişmeler (Nisan – Temmuz 2024 - 3 Aylık Özet)

Değerli okurlarımız,

Uluslararası ticaret ve ekonominin artan önemini bilerek, vergi ve mali politikalar alanındaki küresel gelişmeleri takip ederek yatırımcılarımızı ilgilendirebilecek konularda bilgi ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizi ilgiyle takip ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Dünya genelinde Rusya - Ukrayna arasında devam eden çatışma ve İsrail ‘in Gazze üzerinde başlayıp bölgeye yayılan şiddetli operasyonu dünyanın politik ve ekonomi gündemini etkilemeye devam ediyor. Ülkeler arası ticaret ve iş yapış modelleri bu durumdan olumsuz etkileniyor.

Yüksek faiz ve enflasyon döngüsü içinden çıkmaya çalışan global ekonomiler şimdi bu sıcak çatışmaların yarattığı politik ve lojistik sorunlarla da baş etmeye çalışıyorlar. ABD’de bir türlü istenen düzeye gelmeyen enflasyon sebebiyle faiz indirimleri beklenenden gecikmeli olarak gerçekleşiyor, bu durum bir yandan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yatırım akışı konusunda isteksizliğe yol açıyor, bir yandan da petrol ve emtia fiyatlarında beklenmeyen artışlar ile gelişmekte olan ülkelerin bütçelerini zorlamaya devam ediyor. Önümüzdeki aylarda ABD’de yaklaşan seçim süreci (ve olası bir yönetim değişikliği) ile bu konuda belirsizliklerin de artması bekleniyor.

Diğer taraftan, çevresel faktörlerin iş ve sosyal hayat için kaçınılmaz bir risk olduğu BM düzeyinde kararlar ile somutlaşıyor; bu kararlara imza koyan ülkelerin hayata geçirmeye başladıkları reformlar ise uluslararası yapış modelleri için ilave yükümlülükler getiriyor.

Türkiye’de 31 Mart 2024 yerel seçimi sonucunda iktidar-muhalefet dengesinde yeni bir normal arayışı ve hem yurtiçinde hem yurtdışında görece bir yumuşama (diyalog) ortamı gözlemleniyor.

Geçen yıl gerçekleşen genel seçimler sonrası oluşan yeni ekonomi yönetimi iş dünyasında genel anlamıyla olumlu karşılandı ve yabancı yatırımcıların sınırlı da olsa Türkiye piyasasına yönelmesi ile birlikte ülke risk priminde önemli bir düşüş gözlemlendi. Bu durumun uluslararası kredi kuruluşları tarafından not iyileştirmesi sürecine dönüşmesi ise yatırımların artmasına olanak verebilir.

Diğer yandan uygulanmaya çalışılan ekonomi politikası, sürekli gündeme gelen vergi artışları, kamu harcamalarının kontrol altına alınmaya çalışılması gibi tedbirler henüz enflasyon artışı konusunda beklenen sonucu vermedi. Geniş toplum kitlelerinin (başta emekli ve asgari/sabit ücretli kesim) enflasyon karşısında reel anlamda gelir kaybı yaşamaya devam etmesine rağmen iktidarın sıkı para politikasının (yüksek TL faiz, düşük kur, kontrol edilen ücret artışları ve kısıtlı kamu harcamaları) sürdürülüp sürdürülemeyeceği ve olası maliyetleri tartışılmaya devam ediyor.

Geçen yıl gerçekleşen yıkıcı depremin onarım çalışmaları ve KKM hesapları sebebiyle kamunun artan mali yükleri kamu bütçesi üzerinde baskı oluştururken, ekonomi yönetiminin çözüm olarak gündeme getirdiği “vergi paketleri” gündemde önemli yer tutmaya devam edecek gibi gözüküyor. 
 

Bu kapsamda, dünyada yaşanan ve Türk yatırımcıları da etkileyebilecek mali gelişmeleri gözlemleyerek, önce yabancı ülkelerde yaşanan gelişmelerle başlayacağız, devamında AB / OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi ve mali gündemlerine değindikten sonra Türkiye’de son dönemde yaşanan önemli uluslararası gelişmeleri başlıklar olarak ileteceğiz.

Keyifli okumalar dileriz.


      A. Ülkelerde Yaşanan Mali Gelişmeler

 

Lüksemburg – Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması ile ilgili açıklamalar yayımlandı

Son yılların en sıcak vergi gündem maddelerinden birisi olan BEPS aksiyon planının kapsamında Pillar II olarak bilinen düzenlemeler içeriğinde yer alan “çok uluslu firmalar için asgari kurumlar vergisi uygulaması” konusunda ülkelerden ardı ardına yeni düzenleme ve açıklamalar geliyor. Uluslararası yapılanmalarda en çok kullanılan ülkelerden olan Lüksemburg vergi idaresinin açıklamalarının AB içinde diğer benzer ülkelere de örnek teşkil edecek nitelikte olduğundan çok uluslu olarak faaliyet gösteren Türk ve yabancı şirketlerinin yakından takip etmesi faydalı olacaktır.

Hollanda – “Carried interest” kazançları için vergilendirme sisteminde değişiklik önerisi

Finansal yatırım modellerinde, genel ortak (general partner) olan yatırımcıların belirli koşulların sağlanmasına bağlı olarak gelecekte elde edebilecekleri yatırım kazançlarına ithafen kullanılan “carried interest” terimi vergisel olarak birçok ülkede farklı değerlendirmelere tabidir. Hollanda’da elde edilen “carried interest” kazançları şu ana kadar genel kişisel vergi oranından (49.5%) daha düşük oranlarda (24.5% veya 33%) vergilendiriliyordu. Ancak Hollanda Parlamentosuna getirilen değişiklik önerisi ile bu kazançların da genel -yani daha yüksek- vergi oranına tabi olması önerildi. Söz konusu öneri halen inceleme altında ve sonucu belirsiz ancak finansal yatırımcıların ve fon yöneticilerinin yakından takip etmesini ve vergi planlamalarına etkisini değerlendirmelerini öneriyoruz.

Hindistan – Marityus vergi anlaşmasındaki değişiklikler ve etkileri

Hindistan’ın yüksek miktarda yabancı yatırım çekmeye başladığı son 20-25 yıllık dönemde, çok uluslu şirketler ağırlıklı olarak Hindistan’daki yatırımlarını Marityus gibi cazip vergi anlaşması olan ülkeler üzerinden gerçekleştirmeyi tercih ettiler. Bu vergi anlaşmasına göre, bir Marityus şirketinin Hindistan’daki şirketin hisselerinin elde çıkartılmasından kaynaklanan değer artış kazancı (capital gains) Hindistan’da vergilendirilemiyorken, aynı zamanda Marityus’da da vergiye tabi olmadığı için yatırımcıların Hindistan’daki yatırımlarını hiç vergi ödemeden satarak ülkeden çıkış (exit) yapmasına olanak sağlıyordu.

Hindistan, 2016 yılında bu anlaşmayı değiştirerek bazı avantajları kısıtlamaya başladı. Şimdi ise, ilave bazı değişiklikler yoluyla Marityus vergi anlaşmasının sadece vergi planlaması için kullanılmasının tamamen önüne geçilmek isteniyor. Söz konusu değişiklikler, Hindistan ve Marityus arasında yapılan bir Protokol ve içeriğinde BEPS aksiyon planlarına referans veren “Principle Purpose Test” (PPT) uygulamasının hayata geçirilmesini de kapsıyor. Böylece, Marityus’da kurulan şirketin öncelikli amacı vergi avantajlarından yararlanmak ise, diğer tüm koşullar sağlansa bile, vergi anlaşmasının tanıdığı vergi avantajlarından yararlanması reddedilebilecek.

Bu değişiklikler sadece yeni yatırımlar için geçerli değil, geçmişte yapılan yatırımların günümüzdeki vergi etkilerini de değiştirebilecek nitelikte. Hem mevcut yapıların hem de yeni kurulacak olan yapıların planlamasının gözden geçirilmesinin ve vergi avantajlarından yararlanabilmek için Marityus şirketinin kuruluş amacının vergi avantajlarından öte ticari bir gerekçesi olması ve aynı zamanda bunu sağlayabilecek sermaye/personel yapısına sahip olması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Kanada – 2024 Bütçe planı içinde uluslararası yatırımcıları etkileyecek vergi değişiklikleri

Kanada’nın 2024 yılı Bütçe tasarısı içinde yer alan ve uluslararası yatırımcıları etkileyebilecek bazı başlıklar aşağıda özetlenmektedir:

  • Kanada, OECD’nin Kripto varlıklara ilişkin raporlama standartlarını (Crypto-Asset Reporting Framework “CARF”) uygulamaya geçirmek istiyor. Bu değişiklik, Gelir Vergisi Kanunu içine eklenecek yeni bir düzenleme ile kripto varlıklara yönelik Kanada içinde kurulu veya Kanada içinde hizmet sağlayan kuruluşların işlemlerini kayıt altına alarak belirli bir standartta raporlama yapılmasını zorunlu kılıyor. Ayrıca, bu işlemlere aracılık yapan kuruluşların müşterilerin yasal ve vergisel bilgilerini alarak raporlamaya dahil etmesi bekleniyor.
  • 2024 bütçesi aynı zamanda finansal kurumları ilgilendiren zorunlu ortak raporlama standartlarını (Common Reporting Standards “CRS”) değiştiren ve kapsama alanına elektronik para ve merkez bankası dijital varlıklarını da dahil eden düzenlemeler içeriyor. Böylece, CARF ve CRS’nin birlikte uygulanması sonucu dijital ortamdaki finansal işlemlerin tamamının gözetim altına alınması hedefleniyor.
  • Bir Kanada vergi mükellefi tarafından yurtdışından sağlanan hizmetlere ilişkin ödemeler 15% stopaj (withholding tax) yoluyla vergilendiriliyor. Kanada gelir idaresi (CRA), bazı durumlarda yabancı hizmet sağlayıcının başvurusu üzerine stopaj uygulamasını kaldırabiliyordu, ancak bu her bir işlem için ayrı başvuru gerektiriyordu. Yeni bütçe tasarısı içinde yer alan teklif ile artık çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması gereği vergiden istisna olan ödemeler veya uluslararası gemi veya havayolu işletmesi ile ilgili istisna ödemeler için CRA toplu olarak istisna belgesi düzenleyebilecek.
  • Kanada 2050 yılı itibariyle net-sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda temiz enerji olarak adlandırılan sektöre 20 milyar USD tutarında altyapı yatırımı yapmayı ve daha “yeşil” bir ekonomiye geçiş süreci ile kapsamlı teşvikler vermeye hazırlanıyor. Bu konu başlığı özellikle enerji sektörü ve bu sektörü takip eden finansal yatırımcılar için takip edilmesi gereken değişiklikler içeriyor.


İsviçre – 2024 Bütçe planı içinde düşük vergili kantonlarda kurulu şirketler hedefleniyor

İsviçre, farklı kantonlarda uyguladığı avantajlı vergi rejimleri ile yatırımcıların ilgisini çeken bir ülke. Yatırımcıların doğal olarak daha düşük vergi oranları uygulayan kantonlarda şirket kuruluşu yapmayı tercih ettiği biliniyor, ancak bu gibi durumlarda şirketin fiilen yönetiminin de (effective place of management) aynı kantonda olması bekleniyor. İsviçre Yüksek Mahkemesi’nin verdiği güncel bir kararda, şirketin kurulu olduğu kantonda fiilen işlerini idame ettirebilecek sermaye ve personel kaynağı olduğunu ispat etme yükümlülüğünün (burden of proof) vergi mükellefi üzerinde olduğu belirtildi. İsviçre’de benzer yapılandırması olan vergi mükelleflerinin şirketin kurulduğu kantonda fiilen işin yapıldığı/yönetildiğine ilişkin daha somut veriler sağlaması gerekiyor. Bu karar, İsviçre vergi idaresinin elini güçlendirerek bu gibi yapıları daha rahat incelemesi ve sorgulamasına olanak verecek bir gelişme olarak yorumlanıyor.  


Hindistan – Maliye Bakanlığı Yabancı Dijital hizmet sağlayıcıları hedefliyor

Hindistan Maliye Bakanlığı yaptığı açıklamada, birçok yabancı dijital hizmet sağlayıcı firmanın Hindistan’da vergi ödemeden gelir elde ettiğinin belirlendiğini ve bu yapıları hedefleyen vergi incelemelerinin yoğunlaşacağını duyurdu.  

Özellikle, İrlanda ve Hollanda gibi Hindistan’la vergi anlaşması olan ülkelerde kurulan uluslararası şirketler, Hindistan’da bir vergisel işyeri (Permanent Establishment) kurmadan yurtdışından faaliyet gösterdiklerini iddia ederek, vergi anlaşması hükümleri gereği, Hindistan’da vergi ödemeden gelir elde edebiliyorlar. Ancak Hindistan vergi idaresi birçok örnekte bu gibi şirketlerin Hindistan’da “servis/destek firmaları” aracılığıyla pazarlama veya müşteri takip gibi hizmetler verdiğini ve bunların uzun süreli olarak sürdürülmesinin Hindistan kaynaklı faaliyetten kaynaklanan gelir olarak Hindistan’ın vergilendirmesine olanak verdiğini iddia ediyorlar.  

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler bu gibi hizmet sağlayıcıları stopaj yoluyla veya dijital hizmet vergisi uygulamasıyla kaynakta vergilendirme uygulamasını hayata geçirmişlerdi. Şimdi BEPS uluslararası planı altında yer alan “dijital hizmetlerin vergilendirmesi” konu başlığı altındaki değişiklikler uygulanmaya başladıkça Hindistan vb ülkelerde daha yeknesak bir politika uygulanmaya başlanması ve belirsizliklerin giderilmesi hedefleniyor. Ancak bu esnada ülkeler Hindistan örneğinde olduğu gibi çok uluslu şirketleri hedeflemeye ve ek vergi geliri yaratabilecek incelemeleri hayata geçirmeye devam edecekler gibi gözüküyor.  


Hollanda – Yeni hükümetin vergi politikalarında değişiklik önerileri açıklandı

Hollanda’da koalisyon hükümetinin kuruluş sürecinin ardından, koalisyonu oluşturan partilerin vergi politikalarında beklenen değişiklikler üzerine yaptığı açıklamalar arasında yer alan önemli konu başlıkları aşağıda özetlenmektedir:

  • Faiz indirimini kısıtlayan “earning stripping rules” sınırlaması EBITDA’nın 20%’sinden 25%’ine yükseltilecek (böylece AB içindeki uygulamalara yaklaşacak ve finansmanın giderlerinin daha yüksek oranda indirimine imkân verecek)
  • Hollanda şirketlerinin hisse geri alımı “share buy-back” yoluyla stopajsız olarak ortaklara para aktarmasını sağlayan düzenlemenin iptal edilmesi yönündeki değişiklik önerisi geri çekilecek (hisse geri alımı mevcut hali ile uygulanmaya devam edecek)
  • Bazı gelir kalemlerinin vergi oranlarının 33% olarak arttırılması yönündeki değişiklik önerisi geri çekilecek (oran 31% olarak kalacak)
  • KOBİ’lere yönelik vergi istisnalarının azaltılması yönündeki değişiklik önerisi iptal edilecek, böylece 12.7% oranı geçerli olmaya devam edecek.


Lüksemburg – Yatırımcıları ilgilendiren vergi değişiklik önerileri açıklandı

Lüksemburg parlamentosuna sunulan önemli bir vergi tasarısı içinde, yatırımcıları ilgilendiren önemli bazı konu başlıkları yer alıyor:

  • Net varlık vergisi (Net Wealth Tax “NWT”) uygulamasında asgari olarak ödenmesi gereken NWT miktarını ve özellikle bilançosunda ağırlıklı olarak finansal yatırımlar yer alan Lüksemburg şirketlerinin NWT hesaplamasını ilgilendiren değişiklikler öneriliyor.
  • Yurtdışı iştirakleri olan Lüksemburg yatırım şirketlerinin elde edecekleri yatırım kazançlarının tabi oldukları iştirak kazancı vergi istisnaları (participation exemption) rejiminde istisnadan vazgeçme imkânı sağlayan bir değişiklik öneriliyor.
  • Özellikle finansal yatırımcıların kullandığı, Lüksemburg şirketlerinin kuruluşunda farklı hisse türleri (class of shares) tanımlayarak ve ileride bu hisse türlerinin iptal edilerek ortaklara (vergisiz olarak) sermaye geri ödenmesini sağlayan uygulama korunuyor, ancak bu uygulamanın koşullarında bazı değişiklikler öneriliyor.


      B. Avrupa Birliği Düzenlemeleri

 

AB düzeyinde “stopaj vergilemesi ve iadesi” için hızlandırılmış ortak prosedür belirleniyor

AB birliği uyum çalışmaları kapsamında FASTER olarak adlandırılan AB düzeyinde uyumlulaştırmış bir stopaj vergilemesi/iadesi prosedürü hayata geçirilmesi hedefleniyor. Çalışmanın amacı, mevcut düzende birden çok ülkenin vergi idaresiyle muhatap olmak zorunda kalan ve stopaj iadesi için karmaşık prosedürlere tabi olan çok uluslu şirketleri yakından ilgilendiriyor. Bu kapsamda getirilmesi planlanan yenilikler aşağıdaki gibidir:

  • AB içinde bir kurumun mukimlik belgesi (residence certificate) dijital olarak ve 1 gün içinde düzenlenebilecek.
  • Stopajların mahsup edilmesi için finansal aracı kurumların tabi olacağı standart bir raporlama politikası ve hızlı başvuru (fast track) yapabilme imkânı tanımlanacak.
  • Onaylanmış finansal aracıların ülke bazında tescil edilmesi ve bunlar aracılığıyla ödeme ve raporlama işlemlerinin yapılabilmesi sağlanacak.
  • Finansal aracıların kendi müşterilerine yönelik uygulayacakları inceleme ve raporlama süreçleri (due diligence and reporting requirements) belirlenecek.

Söz konusu değişikliklerin 2025 yılı içinde AB Parlamentosu’na sunulması ve ilerleyen yıllar için hayata geçirilmesi hedefleniyor.

 

KOBİ’ler için AB içinde basitleştirilmiş vergi rejimi (HOT) hayata geçiriliyor

AB Komisyonu’nun getirdiği yeni öneride KOBİ (SME) statüsünde olan ve AB bünyesinde birden çok ülkede işyeri (Permanent Establishment) olarak faaliyet gösteren çok uluslu şirketler için sadece ana şirketin bulunduğu AB ülkesinde vergisel yükümlülüklerin topluca beyan edilmesini sağlayacak ortak bir sistem hedefleniyor. Bu değişikliklere genel olarak “Head Office Tax system” (HOT) olarak atıf yapılıyor.

Bu sistemde, KOBİ şirketi diğer AB ülkelerinde yer alan işyerlerinin vergilerini toplu olarak kendi ana şirketinin kurulu olduğu ülkeye beyan ederken olası vergi incelemesi ve anlaşmazlıklar için muhatabının işyerinin kurulu olduğu ülkeler (ve onların vergi mevzuatı) ile muhatap olmaya devam edecek. Bu sebeple HOT uygulaması AB üye ülkeleri arası vergisel iş birliği ve bilgi değişiminin de daha efektif yapılmasını gerektirecek. 

Önerilen değişiklik AB Komisyonu tarafından oybirliği ile kabul edilmek zorunda, eğer 2025 yılı sonuna kadar bu değişiklikler yapılarak ilgili AB Direktifi yayımlanabilirse, 2026 yılından geçerli olarak uygulanması hedefleniyor.


      C.OECD ve Diğer Uluslararası Kuruluşlar

 

OECD, Kurumlar Vergisi İstatistiklerini yayımlamıştır.

  • OECD, 2024 yılına ilişkin Raporunu web sayfasına eklemiştir.
  • Asgari kurumlar vergisini 35 ülkenin uygulamayı planladığı anlaşılıyor. Rapora göre son 3 yıl içinde ortalama kurumlar vergisi oranı %21,1 düzeylerinde kalmıştır. Raporda, kurumlar vergisine ilişkin farklılıklar özellikle Ar-Ge vb teşvikler, ülke bazlı raporlama sonuçları, finansman gider kısıtlaması ve kontrol edilen yabancı kurum uygulamaları özetlenmektedir.
  • Ayrıca OECD, son 15 yıldaki gelişmeleri ayrı bir Rapor ile duyurmuştur. Detaylar için Raporu

 

Globe Beyannamesi için görüş ve öneri iletebilirsiniz

  • Ülkemizde de hazırlıkları devam eden Pillar II – Asgari Kurumlar Vergisini yakında gündemimizin en önemli maddelerinden biri olacak. Şartları sağlayan global firmaların bir beyanname vermeleri gerekecek. Özellikle efektif vergi oranlarının, UFRS bazlı olarak takip edilmesi gereken ciro ve diğer gelirlerin ve minimum verginin beyan edilip ödeneceği ülkenin belirlenmesi açısından çok önemli bir beyanname olacağı anlaşılıyor.
  • OECD, bu beyana ilişkin teknik bir hazırlık yapmış ve uygulayıcıların görüş ve önerileri için bir duyuru yapmıştır. 19 Ağustos 2024’e kadar bu sayfanın açık olacağı anlaşılıyor.

 

OECD, Ücret Vergileme Raporunu (2024) yayımladı

  • OECD, her yıl üye ülkelerde karşılaştırılabilir standartlara göre ücretlerin vergilemesinde yaşanan trendleri, ülkelerdeki vergi yükünü ve en yüksek / en düşük ücret maliyetli ülkeleri grafikler ve tablolarla birlikte yayımlamaktadır.
  • Rapora göre enflasyonun da etkisiyle ücretler üzerindeki vergi yükünün arttığı gözlemlenmektedir.
  • Çok ilginç bir dataya göre 38 OECD üyesi ülkeden 37 tanesinde nominal ücretlerin artmasına rağmen, sadece 18 ülkede reel ücret artışı olmuştur. Ülkelerin bir kısmında artan enflasyonun etkisinin giderilmesi için otomatik stabilizatör veya uyarlamaların olmadığı anlaşılmaktadır.
  • 2022 yılıyla karşılaştırınca vergi yükünün 0,13 puan arttığını, vergi oranı en yüksek ülkenin Belçika (%53) ve en düşük ülkenin Kolombiya (%0) olduğu görülmektedir.
  • Bu yılki raporda ilave olarak aile içinde ücretli çalışan ikinci kişinin vergilemesine ilişkin özel bir bölüm ayrılmıştır. Buna göre evlilik içinde daha fazla vergi ödendiği anlaşılmaktadır.

      D. Ülkemizde Neler Var?

2024 yılının ilk yarısı sıkı para politikası yanında OVP’ye uygun bir biçimde, vergi harcamalarının daraltılacağı, etkin olmayan vergi istisnalarının kaldırılacağı söyleminin yoğunluğu içinde geçti. Büyük ölçüde Maliye Bakanı’nın yaptığı bu liderliğin asgari ücretin temmuz ayında güncellenmemesine de etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Tabi şunu da biliyoruz yılın ikinci yarısı yeni başladı ve çok uzun.   

Enflasyon düzeltmesinin ilk geçici vergide yapılmaması meslektaşları rahatlatırken daha önce açıklamalar yapan SPK, BDDK dışında, kamu ihaleleri açısından Kamu İhale Kurumu, esas alınacak finansal tablolar ve hangi kar/zararın esas alınacağı noktasında Ticaret Bakanlığı, enflasyon nedeniyle eriyen limitleri güncelleyerek KGK, bazı adımlar attı ve düzenlemeler duyuruldu.

Meclis’te de çok yoğun trafik var. Maden, Enerji, Limanlar ve Ulaştırma gibi bazı kanunlarda önemli değişiklikler yapıldı. Bu kanunlarda teşvikler ve vergi konularında seçici ve yeşile/iklime duyarlı teşvik vb düzenlemeler yapıldığını görüyoruz. Ticaret Kanunu’nda ve bu ay gündeme gelen iki yeni Torba Vergi Kanunu’nda şirketler ve vergi mükellefleri için önemli başlıklar var. Yapılan düzenleme ile şirket kuruluşuna ilişkin asgari sermaye tutarları artırılmıştı, yeni yapılan düzenleme ile ise mevcut şirketlerin 2026 yılı sonuna kadar sermayelerini güncellemeleri gerekiyor.

Anayasa Mahkemesinin bu dönemde elektronik ticaret şirketlerinin ciro üzerinden ödeyeceği lisans ücreti ile İstanbul Finans Merkezinde öngörülen vergi indiriminin Anayasa’ya aykırı bulmadığını not edelim. Sadece varlık yönetim şirketleri için öngörülen harç istisnası Anayasa’ya aykırı bulunmuştur.

Uluslararası anlaşmalar tarafında da yeni gelişmeler var. Kore Anlaşması yenilendi ve yürürlük için takvim işlemeye başladı. Türkiye’nin çifte vergilendirme anlaşma sayısı artıyor. Burundi ile yapılan Anlaşma Meclis’in ajandasında. Ayrıca serbest ticaret anlaşmaları ve yeni yatırımların karşılıklı teşviki anlaşmaları da TBMM’de yoğun gündemi arasında sırasını bekliyor.

Yılın ilk yarısında önemli bir haber ise Türkiye’nin FATF gri listeden çıkması oldu. Bunda yeni “Kripto Varlık Kanunu” önemli bir hamle oldu. Türkiye böylece tümünden uyumlu not almış oldu.

 

İki Taraflı bir Peşin Fiyatlandırma Anlaşması daha imzalandı

  • GİB tarafından yapılan duyuruya göre bu anlaşmalar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesi gereğince imzalanmaktadır.
  • Bu anlaşmaların içeriği ve Taxia Transfer Fiyatlandırması uzmanları tarafından sunulan hizmetlere ilişkin detaylara web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

 

Yeni Torba Kanun ile Önemli Düzenlemeler Geliyor

  • Bayram öncesi gündeme gelen ve Maliye Bakanı’nın ipuçlarını verdiği Vergi Torba Kanun çalışmaları yoğun bir şekilde tartışıldı ve temmuz ortasında Parlamento’ya sunuldu. Basına yansıyan 104 sayfalık sunuş sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı’nın önde gelen STK’larla bir araya geldiği ve Yasa’nın gelen görüş ve öneriler sonucunda daraltıldığı anlaşılıyor. TBMM çalışma takvimine göre Kanun’un temmuz ayı içinde çıkmasını bekliyoruz.
  • Kanun’da firmaların tamamı için zarar dahi etseler bir asgari vergi yanında global uygulamalara paralel bir şekilde “asgari kurumlar vergisi” geldiğini görüyoruz. Serbest bölgelerde uygulanan kurumlar vergisi istisnasının ise sadece “ihracat gelirleri” için uygulanması planlanıyor. Teklifin en tartışmalı maddeleri ise yürürlüğü 2030 olarak öngörülen devreden KDV’nin 5 yıl içinde kullanılması kuralının getirilmesi.
  • Uzlaşmanın sadece vergi cezalarıyla sınırlandığı, özel usulsüzlük cezalarının önemli ölçüde artırıldığı, yurt dışı çıkış harç tutarının artırıldığı, hisse opsiyonu uygulamasının ilk defa vergi mevzuatına dahil edildiği Torba Kanun’da firmaları ilgilendiren çok önemli detaylar var.
  • Kamuoyuna yansıyan ilk pakette yer alan uluslararası vergi ve yatırımlar açısından önemli bazı maddelerin Meclis’e sunulan Teklifte yer almadığı görülüyor.
  • Geçen sene taşınmaz satış kazancı istisnası kaldırılmış ve mevcutlar için ise %25'e düşürülmüştü. Kamuoyuna yansıyan Torba Kanun Teklifi ile iştirak hisselerinin bölünmesinin kaldırılması, satışında uygulanan %75 istisnanın %25'e indirilmesi, gerçek kişilerde ise elden çıkarılan A.Ş. hisselerinin 2 yıldan az elde tutulmasında vergiye tabi olma süresinin 5 yıla çıkarılması ve Ortaklık Paylarının da bu kapsama alınması düşünülüyordu. Meclis’e gelen Teklifte bu düzenlemelerin yer almadığını görüyoruz.

 

İkinci bir Vergi Torba Kanun Komisyon’da kabul edilmiştir.

  • Teklif ile, malî disiplini güçlendirmek, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımını sağlamak amacıyla uygulamaya konulan maliye politikası çerçevesinde kamuda tasarrufların artırılması ve bu bağlamda harcama kontrolü sağlamak amacıyla; tasarruf tedbirlerine aykırı hareket edenlere ilgili mevzuata göre yaptırım uygulanması amaçlanmaktadır.
  • Vergi tarafında önemli düzenlemeler olarak,
    • Akaryakıt istasyonu dışında, kendi araçlarına kendi ihtiyaçları için belirli şartlar altında akaryakıt ikmali yapabilecek yerlerin sınırlandırılması suretiyle kamu ve can güvenliği de dikkate alınarak mali usulsüzlük fiilleri ile daha etkin bir şekilde mücadele edilmesi,
    • İller Bankasının finansman süreçlerinin düzenli devam edebilmesi için sermaye tavanının artırılması,
    • Öngörülen şartları taşıyan hibrit elektrikli araçların ÖTV oranlarında değişiklik yapılarak teşvik edilmesi ve
    • Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile yatırımcılar arasında imzalanan ve yatırım teşviklerine ilişkin hükümler içeren yatırım sözleşmelerinin, yatırım teşvik belgelerine istinaden uygulananlara benzer şekilde damga vergisinden istisna tutulması amaçlanmaktadır.
    • Teklif Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmiş olup, yakında Genel Kurul’da görüşülecektir. Komisyon Raporu için tıklayınız.

 

Liman ve Ulaştırma Kanunlarında iklim ve sera gazı emisyonlarından alınacak vergi var

  • Yasada sektörel önemli düzenlemeler yanında seçici teşvik diyebileceğimiz bazı uygulamalar da var. Gördüğümüz kadarıyla, kaçınılmaz bir şekilde yeşile duyarlı mali süreç, vergileme ve teşvik bakışı yasalarda giderek daha fazla yer bulacak.
  • Bu Yasada bunlar şu şekilde sıralanabilir;
    • Türkiye'ye gelen gemilerin sera gazı emisyonlarından alınacak ücretler yeşil denizcilik için Ar-Ge, dönüşüm ve yeni yapım faaliyetlerinde kullanılacak,
    • Uluslararası gemi siciline kayıtlı veya kaydedilecek gemi ve yatlardan, ana sevk sistemi fosil yakıt kullanmayanlarda 0 harç veya %50 indirimli harç alınacak,
    • Havacılık ve uzay yanında raylı sistem ve denizcilikte de Ar-Ge teşviki verilecek.



Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Sevgi ve saygılarımızla,

 

Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy

 




PDF İndir