Abone Ol EN

2024-04 / Uluslararası Mali Gelişmeler (Ekim-Aralık 2023 - 3 Aylık Özet)

Değerli okurlarımız,

Uluslararası bir network’ün parçası olarak, vergi ve mali politikalar alanındaki küresel gelişmeler ile ilgili bilgi ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.

2023 yılı kapanırken, Rusya ve Ukrayna arasında uzun süredir devam eden askeri çatışmanın ateşi henüz söndürülemeden Hamas’ın İsrail’e karşı düzenlediği saldırı ve İsrail’in tüm Gazze üzerine başlattığı ölçüsüz bir karşı operasyon dünya ekonomi ve ticari gündemini doğal olarak değiştirdi.

Yüksek faiz ve enflasyon döngüsü içinden çıkmaya çalışan global ekonomiler şimdi bu sıcak çatışmaların yarattığı siyasal ve lojistik sorunlarla da baş etmeye çalışıyorlar.

Ülkeler 2023 yılında küresel ısınmanın etkilerini yakıcı olarak hissederken artık çevresel faktörlerin iş dünyası ve sosyal hayat için kaçınılmaz bir risk olduğu ve küresel düzeyde (çevresel vergi politikalarını da içeren) daha etkin mücadele yürütülmesi gerektiği her kesim tarafından kabul görüyor.

Türkiye’de 2023 içinde tamamlanan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri sonrasında mevcut iktidar yeni bir 5 yıllık dönem için ülke yönetme konusunda yetki aldı. Seçim sonrası belirlenen yeni ekonomi yönetimi enflasyonla mücadeleyi önceleyen yeni mali politikaları hayata geçireceğini açıkladı.

Temmuz 2023 içinde açıklanan vergi düzenlemeleri ile önemli vergi artışları yapıldı ve bazı istisna ve indirimlerin kullanılmasına yönelik kısıtlamalar getirildi. Bu uygulamalar mali kontrol ve bütçe açığı tarafında olumlu etki yapması beklense de tüketici güveni ve yatırımların teşviki açısından olumsuz olarak algılanıyor.

Türkiye’de uygulamaya başlanan sıkı mali politikalar ve Merkez Bankası’nın kademeli faiz artışları enflasyon kontrolüne yardımcı olurken, seçim sonrası dönemde döviz kurlarında yaşanan artış ve kamu kaynaklı zamlar yılın ikinci yarısında tekrar enflasyonun artış trendine girmesine sebep oldu.

Bir yandan 2023 başında gerçekleşen yıkıcı depremin onarım çalışmaları kamu bütçesi üzerinde baskı oluştururken, diğer taraftan uzun süredir yüksek seyreden enflasyon sebebiyle alım gücü düşen emekli ve sabit gelirli vatandaşların beklentileri hükümeti zorlamaya devam edecek gibi gözüküyor. Özellikle 2024 yılı ilk yarısında gerçekleşecek olan yerel seçimlere kadar uygulanacak mali sıkılaştırma politikalarının kontrollü bir şekilde hayata geçirilmesi bekleniyor.  

Bu kapsamda, dünyada yaşanan ve Türk yatırımcıları da etkileyebilecek mali gelişmeleri gözlemleyerek, önce yabancı ülkelerde yaşanan gelişmelerle başlayacağız, sonra AB / OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi ve mali gündemlerine değindikten sonra Türkiye’de yaşanan önemli uluslararası gelişmeleri başlıklar olarak ileteceğiz.

Bu bültenimizde, son yıllarda çok duyduğumuz Pillar I ve Pillar II ve asgari vergilemeye ilişkin OECD’de gündeme gelen uluslararası vergileme konusuna ilişkin kısa bir özet sunacağız.

Keyifli okumalar dileriz.
 
A.Ülkelerde Yaşanan Mali Gelişmeler
 
Lüksemburg – Grup içi faizsiz kredi kullanımı konusunda örnek mahkeme kararı

Lüksemburg özellikle fon ve özel sermaye yatırım şirketlerinin finansal merkez olarak kullanmayı tercih ettikleri önemli bir ülke. Bu gibi yapılandırmalarda kullanılan enstrümanlardan birisi de grup içi faizsiz kredi (interest free loan / IFL) uygulamaları.

Lüksemburg vergi idaresi tarafından daha önce verilen bir kararda, Lüksemburg dışında kurulu bir fon yapısının sahip olduğu Lüksemburg içindeki şirketler arasında faizsiz kredi kullanımının “örtülü sermaye” (disguised equity) olarak değerlendirilmesi gerektiği ve hem borç alan / borç veren firmalar nezdinde örtülü kar dağıtımı düzeltmesi yapılması hem de şirketlerin borç/sermaye oranlarının buna göre yeniden hesaplanması gerektiği ifade edilmişti.

Konu hakkında Kasım 2023 içinde verilen bir kararda ise vergi mahkemesi faizsiz kredi uygulaması konusunda yeterli inceleme yapılarak, hukuki ve ekonomik gerçekliği değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğine işaret ederek söz konu kararı mükellef lehine iptal etti. Konu özelinde, kredi sözleşmesinin kar/zarara katılım, oy hakkı, şirket tasfiyesi gibi konularda “sermaye” benzeri hükümler içermediği durumda finansman ilişkisinin “borç” olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Söz konusu karar, esasen Lüksemburg’da uzun süredir uygulanan modeli teyit ederken, yatırımcıların aksi yönde bir kararla karşılaşmamak için dikkat etmeleri gereken önemli unsurların da altını çizmektedir.
 
Almanya – Faiz giderlerinin vergi indirimini düzenleyen yeni değişiklikler

Almanya’da federal hükümetin sunduğu yeni tasarı uluslararası yatırımcılar açısından önemli bazı düzenlemeler içeriyor.

Bu değişiklikler arasında, vergi matrahından indirilebilecek faiz giderlerini sınırlayan “interest barrier” kuralı yer alıyor. Söz konusu düzenleme, istisnaları olmakla birlikte, şirketlerin aşırı finansman gideri yüklenerek kendilerinin veya bağlı oldukları grubun (grup vergilemesi uygulaması yoluyla) vergi matrahının aşındırılmasını engellemeyi amaçlıyor. Önerilen değişiklikler ile bu alandaki mevcut düzenlemelerin AB ATAD (Vergiden Kaçınma ile Mücadele – Anti Tax Avoidance Directive) ilkeleri ile daha uyumlu hale gelmesi de hedefleniyor.

Bununla birlikte, ilave bir düzenleme olarak uygulanacak faiz oranlarını sınırlayan “interest cap” kuralı getirilerek, özellikle ilişkili kişiler ve kurumlar ile yapılan borçlanmalarda bu sınırı aşan faiz oranlarının gider yazılmasının sınırlandırılması hedefleniyor.

Önerilen değişiklikler birçok firmayı ve hem mevcut hem de yeni finansman süreçlerini ilgilendirebilecek nitelikte olduğu için yakından takip edilmesi tavsiye ediliyor.
 
Kanada – Kamu tarafından sağlanan faizsiz krediler devlet teşviği sayılır mı?

Kanada Federal hükümeti yayımladığı vergi reform tasarısında önemli bir ihtilaf konusu olan faizsiz kamu kaynaklı kredilerin devlet teşviği sayılmayacağı yönünde bir düzenleme yapılacağını açıkladı.

2023 yılında Kanada Yüksek mahkemesi, bu gibi faizsiz kamu kredilerinin devlet teşviği sayılması gerektiği yönünde, bu kredilerden faydalanan büyük altyapı, enerji, maden yatırımı yapan mükellefleri zor durumda bırakacak bir karara imza atmıştı. Söz konusu kararın etkisi, mükelleflerin vergi indirim haklarını etkileyerek önemli oranda ilave vergi vermelerine sebep olacak nitelikteydi.

2023 yılı kapanmadan önce Kanada vergi idaresi bu konuda mükelleflerin bir düzeltme yapmalarına gerek olmadığını açıkladı, ardından Kanada Federal hükümeti mükelleflerin haklı kaygılarını gidermek için bu konuda yasal düzenleme yaparak mahkeme kararının atıf yaptığı hükümleri değiştireceğini açıkladı. Özel sektörün finanse etmesinin mümkün olmadığı bu gibi uzun vadeli ve yüksek maliyetli yatırımlar için kamu kaynaklarının faizsiz olarak da olsa kullanılmasının uzun vadede ülke ekonomisine getireceği faydalara işaret edilerek, yerli ve yabancı yatırımcılara sağlanan bu güvence Kanada’da önemli bir kamu maliyesi konusu olarak tartışılmaya devam edecektir.
 
İrlanda – 2024 Bütçe tasarısı ile gündeme gelen vergisel değişiklikler

İrlanda hükümetinin 2024 bütçe sunumu içinde vergi ile ilgili önemli düzenlemeler gündeme geldi. Bunlar arasında önemli konu başlıkları;
  • 14 milyar EUR düzeyinde vergi kesintisi ve kamu harcamalarında kontroller sağlanması
  • 4 milyar EUR düzeyinde vergi gelirinin iki yeni devlet fonuna aktarılması (The Infrastructure, Climate and Nature Fund and The Future Ireland Fund)
  • Global şirketler için, OECD düzenlemelerine paralel olarak, 15% minimum vergi yükü uygulamasının hayata geçirilmesi
  • R&D vergi teşviklerinin geliştirilmesi
  • İrlanda’da kurulu holding şirketleri için, yurtdışından getirilecek temettü gelirlerinde vergi istisnası (participation exemption) uygulamasının genişletilmesi

Bu konularda detaylı düzenlemeler İrlanda Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak olup ilgilenen yabancı yatırımcıların bu düzenlemeleri takip etmesi önerilmektedir.
 
İtalya – Uluslararası vergilendirme ile ilgili vergisel değişiklikler

2023 yılı içinde İtalyan Parlamentosu tarafından onaylanan değişikliklere istinaden, İtalyan hükümeti uluslararası vergilendirme alanında değişiklikler getiren karar tasarısını onayladı. Söz konusu değişiklikler arasında önemli konu başlıkları:
  • Gerçek kişilerin İtalya’da vergi mukimi sayılmasına yönelik düzenlemeler; İtalya’da kısmen veya yarı-zamanlı kalan yabancıları ilgilendirmektedir
  • Tüzel kişilerin (kurumların) İtalya’da vergi mukimi sayılmasına yönelik düzenlemeler; özellikle “efektif yönetim merkezi” ve “günlük iş yönetimi” gibi kriterlere atıf yapmaktadır.
  • Kontrol edilen yabancı kurumlar düzenlemeleri; İtalyan şirketlerinin yurtdışındaki iştiraklerinin vergilendirilmesi ile ilgili kriterleri belirlemektedir.
  • Yurtdışında yapılan iş faaliyetlerinin İtalya’ya taşınması konusunda vergisel teşvikler; özellikle yurtdışından yurtiçine taşınan iş faaliyetleri için 50% vergi indirimi öngörülmektedir
  • İtalya’ya çalışmak için gelen yabancılar (inpatriate) için uygulanacak vergi rejimi ve istisnaları düzenlenmektedir.
 
İtalya – Grup içi finansman ilişkileri halen vergi mahkemelerini meşgul ediyor

AB içinde üye ülkelerin uyumlu bir vergisel metot geliştiremedikleri konulardan birisi grup içi finansman ilişkileri. İtalya’da yakın zamanda verilen bir vergi mahkemesi kararında, iki İtalyan şirketi arasındaki grup içi finansman ilişkisinin transfer fiyatlaması mevzuatı kapsamında yapılan analizini desteklemek için seçilen “dış emsal yöntemi” (Comparable Uncontrolled Price – CUP) kapsamında kullanılan örnek olay ile ilgili verdiği karar tartışma yarattı.

Mahkeme kararında, örnek seçilen dış emsalin bir İtalyan şirketi ile AB’de başka bir ülkede yerleşik diğer şirket arasında olmasının işlem özelinde önemli bir farklılık olarak görülerek bunun iki İtalyan şirket arasında emsal olma niteliğini zayıflattığı ifade edildi.

Diğer taraftan örnek seçilen işleme konu olan firmaların arasında ortaklık ilişkisi bulunmamasına rağmen diğer ekonomik unsurlar bakımından birbirinden tamamen bağımsız sayılmayacağına işaret etti. Bu durum, ekonomik ve ticari ilişkileri yoğun olan firmaların bağımsız emsal örnekler olarak kullanılması konusunda önemli soru işaretleri yaratacak bir yorum olarak görülüyor.

Grup içi finansman konusunda AB içinde dahi bu kadar farklı yaklaşımlar ortaya konulurken, şirketlerin her bir ülkede ayrı uzman görüşü alması gerektiğinin altı çiziliyor. Tükiye’de de grup içi finansman konusu Transfer Fiyatlaması analizi bakımından belirsizlikler içeren bir alan olarak görülmeye devam ediyor.
 
Güney Afrika – Yabancı işverenler için yeni vergisel yükümlülükler

Güney Afrika hükümeti yabancı işverenler denilen, ülke içinde eleman istihdam eden yabancı kurumların yükümlülüklerini arttıracak bir düzenlemeyi hayata geçirmeyi hedefliyor. Söz konusu düzenleme sonucu yerli ve yabancı işveren ayrımı ortadan kaldırılarak tüm yabancı işverenlerin de Güney Afrika’da bir temsilci aracılığıyla vergi ve sosyal güvenlik beyan ve ödeme yükümlülüklerini yerine getirmesi talep ediliyor. Konu halen tartışma aşamasında olmasına rağmen, Güney Afrika’da uzaktan eleman istihdam eden veya etmeyi planlayan yabancı şirketlerin bu konuda bilgi sahibi olması ve hazırlık yapması öneriliyor.
 
Hollanda – Yabancı çalışanların yararlandığı gelir vergisi düzenlemeleri değiştiriliyor 

Hollanda’da özellikle yabancı çalışanların yararlandığı bir vergi teşvik sistemi olan 30% kuralına yönelik değişiklikler önerildi. Çalışanlara yönelik bir vergi teşvik sistemi olan 30% kuralında 2023 sonrasında azalan oranlarda bir vergi indirimi/teşviği yapılması planlanırken, halen 30% uygulamasından yararlanan kişilerin 2026 yılına kadar bir geçiş hükmü ile daha az etkilenmesi teklif ediliyor. Özellikle Hollanda’da eleman çalıştıran kişi ve kurumların bu değişiklikleri takip etmesi ve hazırlık yapması öneriliyor.
 
Lüksemburg – Finansal yatırım şirketleri için “servet vergisi” düzenlemeleri

Lüksemburg anayasa mahkemesi, finansal yatırımlar yapmak için kurulan özel amaçlı şirketlerin tabi olduğu “servet vergisi” (minimum wealth tax) düzenlemesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Sonuç olarak, adı geçen “servet vergisi” düzenlemesinin elden geçirilmesi ve değiştirilmesi gündemde. Yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, ara dönemde, şirketlerin tabi olacakları vergi rejimi için her bir şirket özelinde değerlendirme yapılması gerektiğine dikkat çekilerek, konu hakkında uzman görüşü alınması tavsiye ediliyor.
 
B.Avrupa Birliği Düzenlemeleri

AB Yüksek Mahkeme Kararı / “Amazon” vergi davasında AB Komisyonu’nun Lüksemburg aleyhine olan kararı iptal edildi

2023 Aralık ayı içinde AB Yüksek Mahkemesi tarafından önemli bir karar verildi. Amazon firmasının Lüksemburg’da vergi özelgeleri (tax rulings) yoluyla örtülü devlet yardımı aldığı yönündeki AB Komisyonu değerlendirmesi AB hukukuna aykırı bulunarak iptal edildi. Global şirketler için önemli bir örnek olay olan davanın geçmişini kısaca özetlersek;

Amazon firması AB içindeki faaliyetleri yürütmek için kurduğu Lüksemburg merkezli şirketler için 2003 yılında Lüksemburg vergi idaresinden bazı özelgeler alarak kendi lehine olan vergi uygulamalarını güvence altına almak istemiştir. Bu özelgeler içinde kapsanan en önemli konulardan birisi Amazon Lüksemburg şirketlerinden ABD merkezli Amazon grubuna gayri-maddi hak (royalty) tanımı altında yapılan ödemelerin Lüksemburg’da vergi matrahından indirilebilmesine ilişkindir.

Uzun süren inceleme ve tartışmalardan sonra 2017 yılında AB Komisyonu bir üye devletin özelgeler yoluyla bu gibi vergisel avantajlar sunmasının AB mevzuatına aykırı bir şekilde örtülü devlet yardımı (state aid) olarak değerlendirilmesi gerektiğine ve Amazon firması tarafından Lüksemburg devletine 250 milyon EUR bulan ek vergi ödenmesi gerektiğine karar verdi. Konu özelinde, ödenen “royalty” bedellerinin ticari gerekliliklerin ötesinde vergi planlaması amacıyla yüksek belirlendiği ve bu ödemelerin gider olarak kabul edilmesinin hem AB üye ülkesinin devlet kaynaklarının azaltılmasına hem de diğer AB üye ülkeleri ile haksız rekabete yol açtığı iddia edildi.

Amazon firması ve Lüksemburg devleti ortak olarak bu karar itiraz ettiler ve 2021 yılında AB mahkemesinde kendi lehlerine bir karar almayı başardılar. Ardından AB Komisyonu’nun temyiz konusu yaptığı davada nihai görüşü 2023 yılında AB Yüksek Mahkemesi vermiş oldu.

Verilen iptal kararında, AB mevzuatına göre bir işlemin devlet yardımı sayılabilmesi için gerekli olan objektif kriterler konusunda (devlet kaynaklarının kullanılması, bir mükellefe seçici/ayrıştırıcı bir uygulama olması, AB içinde diğer üye ülkeler aleyhine haksız rekabet oluşturması gibi) AB Komisyonu’nun yeterli kanıt sunamadığının altı çizildi. Özellikle “royalty” ödemelerinin yersiz ve yüksek olduğu şeklindeki iddialar için referans olacak Transfer Fiyatlaması mevzuatı analizi ve emsal bedel incelemesi gibi bulgularla kanıtlanamadığına dikkat çekildi.

20 yıllık bir döneme yayılan benzeri “devlet yardımı” konulu incelemeler AB içinde faaliyet gösteren global şirketlerin önemli sorunlarından birisini teşkil ediyordu. Geçmiş döneme ilişkin uygulamalar bu gibi mahkeme kararları ile netleştirilirken, gelecek döneme ilişkin iş modelleri OECD BEPS aksiyon planı ve Pillar 1 + Pillar 2 tartışmaları eşliğinde global şirketlerin yeniden yapılanmalarını gerektiriyor.

Bu konuda ayrıca sunduğumuz konu başlığı altındaki gelişmeleri takip edebilirsiniz.

AB Komisyonu / AB düzeyinde yeni Gümrük reformu – Ortak gümrük platformu kurulması hedefleniyor

AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, AB içine yapılacak ithalatı basitleştirecek, elektronik ve veri-odaklı bir süreci hedefleyen, reform niteliğinde geliştirmeler hedeflendiği ifade edildi.

Getirilen öneriler arasında, yeni bir AB gümrük idaresi oluşturulması ve bu idarenin kontrolünde yeni bir AB Gümrük platformu uygulamasına geçilmesi de yer alıyor. Bu platform, yapay zekâ ile yönlendirilen hedeflenmiş alanlarda gümrük kontrollerinin yapılmasını sağlarken, güvenilir tedarikçiler (trustworthy suppliers) tanımlamasıyla bu kategoriye giren firmaların en az gümrük prosedürüne tabi olarak ithalat yapabilmesine izin verecek.

Özellikle giderek önemi artan e-ticaret (e-commerce) alanında, gümrük vergisi ve KDV gibi yükümlülüklerin e-ticaret platformlarının sorumluluğunda olması sağlanacak. Hayata geçirilmesi halinde, bu değişiklik Türkiye’den AB içine bu platformlar aracılığı ile ihracat yapan görece küçük ölçekli kişi ve kurumlar için önemli bir kolaylık sağlayacaktır.

Bu reform tasarısı ile AB genelinde daha az bürokrasi ile daha uyumlu bir gümrük süreci uygulamasının hayata geçirilmesi hedefleniyor. Ancak söz konusu önerilerin halen tasarı halinde olduğu ve tartışmaların devam ettiği dikkate alınmalıdır.
 
OECD ve Diğer Uluslararası Kuruluşlar
 
OECD, ülkelerin vergi oranlarıyla ilgili bir istatistik yayımladı. Türkiye eskisi gibi düşük vergili değil daha orta sıralarda yerini almaya başladı. Ortalamalara bakınca gelir vergisinde ortalamanın biraz gerisinde kurumlarda ise biraz ilerisinde yer alıyoruz. KDV’de ise son oran artışıyla, ortalamadan 1 puan daha ileriye taşınmış olduk.

Tax Database Update 2023 sunumuna ulaşmak için linke tıklayınız.

 
BEPS ve MLI
 
OECD bünyesinde devam eden vergi kayıp ve kaçakları ile mücadele uluslararası eylem planı (BEPS) kapsamında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında değişiklik yapan çerçeve anlaşması (Multilateral Instrument – “MLI”) en son Azerbeycan tarafından da imzalandı.
 
Esvatini’den sonra Azerbeycan 102. ülke olarak imzalamıştır. Ülkelerin onay prosedürlerinin tamamlanmasıyla 1950 anlaşma kapsama alınmış olacaktır. Anlaşmanın tüm imzacı ülkeler tarafından onaylanmasıyla 650 civarında anlaşmada hemen değişiklik olması beklenmektedir. 102 ülkeden 85 tanesi Anlaşmayı uygun bulmuştur. Türkiye ile birlikte 17 ülke beklemektedir. Cezayir ve Lübnan da imzalayacağını duyurmuştur. İmzalamış ve henüz onaylamamış ülkeleri interaktif harita üzerinde görebilirsiniz.
 
Söz konusu anlaşma 2020 yılında onaylanması için TBMM gündemine sunulmuştu. Yıllar içinde TBMM gündemine gelemeyen bu Anlaşma yenilenmiş ve tekrar gündeme girmiştir. 2024-2026 OVP’de “çok uluslu Türk şirketlerinin uluslararası yeni vergi düzenlemelerinden doğabilecek kayıplarının önlenmesine ilişkin diplomasi geliştirilmesi” aksiyonu olduğunu gördüğümüz için bu Anlaşma’nın bu yıl Meclis gündemine gelmesini bekleyebiliriz.
 
Onaylanması halinde Türkiye’nin imzaladığı çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları uygulamasında önemli değişikliklere yol açabilecek bu anlaşmanın içeriği ve sürecinin takip etmek için vergi danışmanlarınızla temas içinde olmanızı ve bültenlerimizi yakından takip etmenizi önemle hatırlatmak isteriz.
 
OECD, imzacı ülkelerin tam bir listesini ve karşılıklı kabul edilen maddeleri içeren bir veri tabanını güncelleyerek kullanıma sunmuştur.
 
OECD, Pillar I ve Pillar II gündemi hız kesmiyor
 
OECD’nin BEPS projesi kapsamındaki en önemli eylemi Dijital Ekonominin Vergilendirilmesini konu alan 1 numaralı çalışmasıdır. Eylem sonucu hazırlanacak Çok Taraflı Vergi Anlaşmaları mevcut Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarından ayrı ancak bunlarla uyumlu olarak uygulanacak şekilde hazırlanacaktır. Anlaşmaların hükümleri ülkelerin mevcut iç vergi sistemlerini, daimî işyeri tanımı, vergiden kaçınma/kaçırmayı önleme kuralları, teşvik sistemleri gibi birçok hususu değiştirecek niteliktedir. Bir numaralı eylem iki sütundan (Pillar I ve II) oluşmaktadır.

I.Sütun iki bölüme, A ve B Miktarlarına ayrılmış ve ayrı ayrı çözümler getirilmiştir.
 
A Miktarı: Bir uluslararası şirketler grubu (ÇUİ) düzeyinde hesaplanan bakiye kâr payı üzerinden faaliyette bulunulan ülkeler için yeni bir vergilendirme hakkının belirlenmesidir. En büyük ve en kârlı işletmeler için tanınan yeni vergilendirme hakkı, formüle dayalı bir yaklaşım kullanılarak ilgili ülkelere tahsis edilecektir. A Miktarına göre belirlenen yeni vergilendirme hakkı kapsamına iki faaliyet türü girmektedir. Bunlar; Otomatik Dijital Hizmetler ile Tüketiciye Yönelik Faaliyette Bulunan İşletmelerdir. OECD, A miktarına ilişkin Model Kuralları yayınlamış olup kurallar 7 başlık ve 10 çizelge ile birlikte hazırlanmıştır. Model Kurallar ülkelerin iç hukuk düzenlemelerine kaynaklık etmek üzere hazırlanmış olmakla birlikte, aynı zamanda A Miktarına ilişkin Çok Taraflı Sözleşmeyi (MLC) oluşturmaktadır. MLC, ülkelere verilen vergilendirme hakkının kapsamı ve işleyişi, çifte vergilendirmeyi hafifletmeye yönelik mekanizmalar, vergide belirliliğin sağlanmasına yönelik süreç, mevcut dijital hizmetler vergilerinin kaldırılmasına ilişkin koşullar ve benzer tedbirlerin yürürlüğe girmesi de dahil olmak üzere imzaya hazırlanabilmesi için gerekli temel özellikleri ortaya koymaktadır. MLC 2023'ün ikinci yarısında imzaya açılmış ve 2025 yılında yürürlüğe girmesiyle her ülkede geçerli olan yasama ve idari süreçlere olanak sağlanacaktır.
 
B Miktarı: Emsallere uygunluk ilkesi (ALP) ile uyumlu olarak, bir ülkede fiziksel olarak gerçekleşen belli temel pazarlama ve dağıtım faaliyetleri için sabit bir getirinin hesaplanması ve vergiye konu edilmesi amaçlanmaktadır. Muafiyetler ve istisnalar hariç tüm işletmeler için geçerlidir ve ALP’sine dayalı pazarlama ve dağıtım işlevleri için güvenli liman uygulaması içeren bir vergilendirme önerilmektedir. Bu konudaki çalışmalara devam edilmektedir.

II.Sütun kalan BEPS zorluklarını ele almak ve uluslararası faaliyet gösteren büyük grupların ana merkezlerinin bulundukları veya faaliyet gösterdikleri ülkelere bakılmaksızın %15 oranında asgari düzeyde vergi ödemelerini sağlamak için tasarlanmıştır. Kapsama giren ÇUİ’ler grup yıllık konsolide brüt hasılatı 750 milyon Euro ve daha fazla hasılata sahip olan gruplardır. Ülkeler kendi iç hukuk düzenlemelerinde konsolide hasılat eşiğini bu tutarın altında belirleyebilecektir. Sonuç olarak kapsama giren ÇUİ’ler küresel düzeyde asgari %15 kurumlar vergisi ödemek durumundadırlar. Faaliyette bulundukları ülkede etkin vergi oranının bu oranın altında olması halinde merkezlerinin bulunduğu ülkede bu orana yükselten “tamamlayıcı vergiyi” ödemek zorundadırlar. İkinci Sütun temelde I. Sütun'dan bağımsız olmakla birlikte etkileşim içindedir, I. Sütun kapsamında tanınan yeni vergilendirme haklarından kaynaklanan vergilerin, uluslararası şirket gruplarının faaliyet gösterdiği ülkelerin etkin vergi oranları (ETR) hesaplanırken dikkate alınacaktır. II. Sütun, I. Sütun üzerinde anlaşma olmadan da uygulanabilecek olup bu amaçla bir dizi yeni kurallar geliştirilmiştir. Bunlar;
 
i- Gelire Dahil Etme Kuralı (Income Inclusion Rule-IIR),
ii- Eksik Vergilendirilmiş Ödemeler Kuralı (Undertaxed Payments Rules-UTPR),
iii- Geçiş Kuralı (Switch-over rule-SOR) ile
iv- Vergiye Tabi Olma Kuralı (Subject to Tax Rule-STTR).
 
İkinci Sütunun IRR ve UTPR kuralları aynı zamanda Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Kuralı (Global Anti-Base Erosion- “GloBE rules) olarak da isimlendirilmektedir. IIR ve UTPR, kapsam ve etkin vergilendirme düzeyini belirlemek için aynı kuralları kullanır. Ülkeler, eşiği karşılamasalar bile, merkezi ülkelerinde bulunan şirketler için %15 efektif vergiyi uygulamakta serbesttir. STTR önceki üç kuralı tamamlamakta olup temel olarak gelişmekte olan ülkeler için hazırlanmıştır. OECD, STTR’a ilişkin Model Maddeleri, yorumları ve MLC’yi hazırlamıştır. STTR, grup içi faizler, telif hakları ve tanımlanmış diğer grup içi ödemeler (kapsanan gelir) için geçerli olacaktır ve ülkelerin ikili anlaşmalarına dayalı olarak uygulanacaktır. Kapsanan gelir kalemlerinin/grup içi ödemelerin, mukim ülkede asgari %9 oranının altında bir nominal kurumlar vergisi oranına tabi olması ve mevcut ÇVÖ anlaşmasının, söz konusu gelirin elde edildiği ülkede bu geliri vergilendirebileceği oranı sınırlaması durumunda, STTR, söz konusu ülkenin %9 ile ülkenin nominal kurumlar vergisi oranı arasındaki farka kadar vergilendirmesine izin vermektedir. STTR'yi uygulayan MLC, 2 Ekim 2023'ten itibaren imzaya açıktır.
 
Vergi Kesinliği hususu 1. Eylemin en önemli özelliklerinden birisini oluşturmaktadır. Etkili anlaşmazlık önleme ve çözüm mekanizmaları yoluyla vergi kesinliğini iyileştirme, farklı bir ifadeyle çifte vergilendirmenin önlenmesi amaçlanmaktadır.
 
Gelişmiş ülkelerin birçoğu GloBE kurallarını 1.1.2024 yılından itibaren uygulamaya başlayacaktır. Örneğin İngiltere IRR düzenlemelerini uluslararası ve ulusal gruplar için geçerli olmak üzere iç mevzuatına dahil etmiştir. UTPR kuralına ilişkin madde hükümleri taslak niteliğindedir.
Ayrıntılı bilgilere OECD web sayfasından ulaşabilirsiniz.
 
Türkiye, Kanun’a ek bir kısım olarak bir düzenleme hazırlamakta ve yılın ikinci yarısında Meclis’e sevk etmeyi planlamaktadır. Her ülke farklı kural setlerini seçerken Türkiye’nin hangi yöntemleri seçeceğini merakla beklemekteyiz.
 
 
OECD, Pillar II ile alınacak vergiyi tahmin ediyor.
 
OECD, yaptığı bir hesaplamaya göre minimum kurumlar vergisi uygulaması sayesinde düşük vergilenen tutarın %80 oranında azalacağını duyurdu.

C.Ülkemizde Neler Var?
 
Çifte Vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının (ÇVÖA) sayısı artıyor.
2023 bu açıdan verimli bir yıl olmuş diyebiliriz.

Türkiye Cumhuriyeti ile Küba Cumhuriyeti arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması akdedilmesine ilişkin ikinci tur müzakereler 6-9 Haziran 2023 tarihleri arasında Havana’da gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Uganda Cumhuriyeti arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması akdedilmesine ilişkin ikinci tur müzakereler 14-16 Mart 2023 tarihleri arasında Kampala’da gerçekleştirilmiştir.

Ülkemiz ile Kenya Cumhuriyeti arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması akdedilmesine ilişkin ikinci tur müzakereler 21-23 Şubat 2023 tarihleri arasında Kenya’nın başkenti Nairobi’de gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan ile Türkiye arasında yürürlükte bulunan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının revize edilmesine ilişkin müzakereler ise 7-9 Şubat 2023 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Bununla beraber Hollanda, İsveç, Lüksemburg Anlaşmaları da revizyon aşamasındadır.

Kongo ile imzalanan çifte vergileme anlaşması onaylanmıştır.
 
  • 7 Eylül 2021’de Ankara’da Türkçe, Fransızca ve İngilizce olarak hazırlanan ve Türkiye adına Bakan Lütfi Elvan tarafından imzalanan Anlaşma 31 maddeden oluşmaktadır.
  • Anlaşma metni için tıklayınız.
 
Yeni çifte vergilendirmeyi önleme Anlaşmaları Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
 
  • 3 Kasım 2020’de Ankara’da imzalanan ve 7462 sayılı Kanunla uygun bulunan Sierra Leone,
  • 28 Ocak 2022’de Kolombo’da imzalanan ve 7468 sayılı Kanunla uygun bulunan Sri Lanka,
  • 14 Kasım 2015’te Antalya’da imzalanan ve 7466 sayılı Kanunla uygun bulunan Senegal,
  • 20 Ekim 2021’de Abuja’da imzalanan ve 7463 sayılı Kanunla uygun bulunan Nijerya ve
  • 27 Şubat 2022’de Ankara’da imzalanan ve 7469 sayılı Kanunla uygun bulunan Kamboçya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştır.
 
Yeni Torba Kanun ile Önemli Düzenlemeler Geldi.
 
Türkiye’de en son KDV 2 puan ve kurumlar vergisi oranları 5 puan artırılmıştı. En son çıkan 7491 sayılı Yasa ile uluslararası vergi tarafında önemli gelişmeler olmuştur. İhracatçılar için sağlanan 5 puan indirimli kurumlar vergisi uygulamasının aracılı ihracatçılar için de sağlanmış olması, binde 5 götürü indirim uygulamasının kaldırılması, yurt dışına verilen bazı hizmetlerde indirim oranının %50’den %80’e çıkarılması önemli başlıklar.

Yurt Dışından Alınan Kar Paylarında Yeni Bir Model Geldi!
 
7491 sayılı son vergi torba kanunla yurt dışından elde edilen kar paylarında şartlar hafifletilirken gerçek kişiler için ise %50 bir istisna uygulaması başlıyor.
 
  • Yurt dışından elde edilen kar paylarının tamamının Türkiye'ye getirilmesi şartı ile bu kazançların yarısının (2023 kazançları da dahil olmak üzere) gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün oluyor.
  • Gerçek kişilerin en az %50’sine sahip olduğu yurt dışındaki şirketlerden alacakları kar paylarının yarısı tamamının Türkiye’ye getirilmesi şartıyla %50 istisna hakkına sahip, üstelik bu durum 2023 yılı gelirleri için de geçerli.
  • Kurumların ise yurt dışında iştirak ettiği şirketlerde %100 istisna olma (KVK 5/1-b) koşullarının (Mevcut üç koşul; 1 yıl elde tutma, en az %10 ortaklık ve en az %15 vergi yükü) sağlanmadığı durumlarda da %50 istisnanın uygulanabilmesi imkân dahilinde olacak. Bu şirketlerin en az %50’sine sahip olunması şartı burada da var.
  • Her iki istisna uygulamasında temel koşul ise elde edildiği tarih baz alınarak beyanname tarihine kadar kazancın ülkeye getirilmesi gerekiyor.
 
Yeni yılda vergiler yeniden değerleme oranında artırıldı. Güncellenen tutarlar, çeşitli parasal hadler, indirim ve istisna rakamları ile güncel tarifeler için tıklayınız.
 
Enflasyon Düzeltmesi Biraz Sorunlu da Olsa Başlıyor.
 
Şartları oluşmasına rağmen iki yıldır ertelenen düzeltme nihayet bu yıl için vergi etkisiz bir şekilde de olsa yapılabilecek. Fakat uygulama banka ve finans kuruluşlarının Anayasa Mahkemesine eşitliğe aykırılık iddiasında bulunabilecekleri bir şekilde başlıyor.
  • Banka ve finans kurumlarınca 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak enflasyon düzeltmesinin vergi matrahını etkilememesi önerilmiştir.
  • Cumhurbaşkanına 2026 için de karar verme yetkisi bırakılmaktadır.
 
OECD Bilgi Değişimi Rehber ve Broşürleri güncellenmiş olup uygulama devam ediyor.
 
  • Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 2014 yılında oluşturulan “Finansal Hesap Bilgilerinin Vergi Konularında Otomatik Değişimi Standardı”nın uygulanmasına ilişkin bilgilendirici rehber ve broşür GİB tarafından güncellenmişti.
    • AB üyesi ülkelerin tamamının yanı sıra toplam 147 ülkenin taraf olduğu Sözleşme, 2011 yılında Türkiye tarafından da imzalanmış, Kanunlaşma ve onay sürecini tamamlayarak 2018 yılında yürürlüğe girmişti.
    • Bu sözleşmenin uygulama anlaşması niteliğini taşıyan ve 16 Mayıs 2023 itibarıyla toplam 120 ülkenin taraf olduğu “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması”nı (Anlaşma) da Türkiye, 2017 yılında imzalamış ve 2019 yılında onaylamıştı.
 
  • Rehber ekinde (EK 1 - Vergi Konularında İdari Yardımlaşma Sözleşmesine Taraf) 147 üye ülke ve Ek-2’de “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşmasına Taraf” 120 ülke listesi yer almaktadır.
  • Anlaşma çerçevesinde, 2017 yılında bazı ülkelerce ilk bilgi değişimi yapılmaya başlanmış; 2020 itibarıyla da 100’den fazla ülke ve idare, Anlaşma veya ikili düzenlemeler çerçevesinde bilgi değişimi yapmıştır.
    • Ülkemiz dışındaki tüm G20 ve OECD üyesi ülkeler de kendi aralarında hâlihazırda bilgi değişimi yapmaktadır. Türkiye ise ihtiyaç duyulan idari ve yasal çalışmaları tamamlamak ve vatandaşlarımızı bilgilendirmek saikiyle, uzun bir geçiş dönemi öngören daha geç bir takvimi tercih etmiş; bu çerçevede, AB ile gerçekleştirdiği yoğun müzakereleri takiben otomatik bilgi değişimi takvimini daha ileri bir tarihe ertelemişti.
    • Türkiye’nin ilk otomatik bilgi değişimi, 2018 yılında Norveç ve Letonya ile başlamıştır. Anlaşma kapsamında ise karşılıklılık sağlanan ülkeler ile 2019 yılına ait bilgilerle başlamak üzere her yıl bilgi değişimi yapılmaktadır.

Türkiye ile İran
arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmasına ilişkin Genelge yayımlanmıştır.  
  • 16 Nisan 2016’da Ankara’da imzalanmış ve daha sonra 19 Temmuz 2022’de Uygulama Anlaşması imzalanarak yürürlük tarihi 1 Mayıs 2023 olarak belirlenmiştir.
  • Genelgede anlaşmanın uygulama alanı, formüller, geçici süreyle gelenler ve gidenlerin durumu, taşımacılık ve diplomatik personelin durumu, sosyal yardım ve ödemeler, başvurular ve aylık işlemleri gibi hususlar ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
  • Ülkemizin imzaladığı tüm Sosyal Güvenlik Anlaşmalarıyla ilgili ayrıntılı bilgilere linkten ulaşabilirsiniz. Genelgeye ekli 4 sayılı listeye göre ülkemizin 35 anlaşması yürürlüktedir.
  • Bu Anlaşmaların şirketler ve kişiler için önemine binaen uzmanlarımızca hazırlanan bir Rehberi linkte bulabilirsiniz.
 
Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.
 
Sevgi ve saygılarımızla,
 
Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy
 
 



PDF İndir