2023-66 / Gelir Odaklı Teşvikler ve Türkiye Uygulamasının OECD’ye Uyumu
Ülkemizde “teknokentlerde kurumlar vergisi istisnası için nitelikli harcamalar” konusu giderek daha çok önem kazanmaktadır. Her ne kadar en son Ek Vergi sürprizi ile karşılaşsa da Teknokentte münhasıran sayılan faaliyetlerden elde edilen kazançlarda tam kurumlar vergisi istisnası uygulanmaktadır. Bu istisna, faaliyet-gider bazlı bir şekilde uygulanmakta olup, OECD’nin önerdiği ve Türkiye’nin de kabul ettiği yaklaşıma göre mutlak bir istisna yerine nitelikli sonuçlara yönelik olarak orantılama yöntemiyle bir istisna modeline geçilmiştir.
Bu konuyla ilgili, 11 Eylül 2017 tarih ve 2017/10821 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve buna ilişkin Taxia uzmanları tarafından yayımlanan 27 Temmuz 2021 tarih ve 2021/74 sayılı “Teknokent Firmaları İçin Yeni Bir Dönem Başladı” yazımızda konunun tüm detaylarını ele almıştık.
Özellikle Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2/4’üncü maddesinde yer alan “nitelikli harcamalar”ın neler olduğu ve bu tanımın neleri kapsamadığı önemli bir konudur.
Taxia olarak uluslararası vergisel gelişmeleri ülkemizin üyesi olduğu uluslararası kuruluşları ve özellikle OECD vergi anlaşmaları ve yorumlarını yakından takip ediyoruz. Türkiye’de bahsi geçen Bakanlar Kurulu Kararı 1 sayfa olsa da altyapısı çok geniş bir OECD külliyatı olduğunu görüyoruz.
Burada dikkat edilecek en önemli konunun Türkiye’deki pratik uygulama olacağı düşünülmektedir. Konuyla alakalı Maliye tarafından henüz verilmiş bir özelge ve idari yorum olmaması, literatürde bu konuda esaslı bir inceleme ve çalışma yayımlanmamış olması gerçeği karşısında konunun tam olgunlaşmamış bir alan olduğu düşünülebilir.
Pratikte 30 Haziran 2021 geçiş süreci, dışarıdan alınan lisans ve nitelikli harcama tutarını %30 artırımlı dikkate alabilme konusu ve yurt dışından birebir alınmış bir mevzuat olup ülkemizde uygulamaya OECD yorumları ve uygulamalarıyla yön verilebileceğini düşünüyoruz.
İstisnadan Yararlanma Açısından Nitelikli Harcamanın Tanımı ve Sonuçları
2017 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2’nci maddesine göre, Karar kapsamında patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanan gayri maddi haklardan kaynaklanan kazançların istisnadan yararlanacak kısmı, kazancı doğuran faaliyet kapsamında gerçekleştirilen nitelikli harcamaların bu faaliyetle ilgili toplam harcamalara oranı kullanılarak hesaplanacaktır.
- Gayri maddi hakların satışı, devri veya kiralanmasından kaynaklanan kazançların istisnadan yararlanacak kısmı, bölgede yürütülen her bir projeden elde edilen kazanca, ilgili projeye ilişkin nitelikli harcamaların toplam harcamaya oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır. (Oran: nitelikli harcamalar / toplam harcamalar)
- Her bir projeyle ilgili yapılacak bu hesaplamada dikkate alınacak nitelikli harcamalar, gayri maddi hakkın elde edilebilmesi için mükellefin kendisi tarafından yapılan ve gayri maddi hak ile doğrudan bağlantılı harcamalar ile ilişkisiz kişilerden sağlanan ve aynı mahiyeti taşıyan fayda ve hizmet bedellerinin toplamıdır. (Burada önemli olan bu harcamaların kimin tarafından yapıldığı ve söz konusu Ar-Ge ve yenilik faaliyetiyle bağlantısının doğrudan olup olmadığıdır.)
- Bu harcamalardan aktifleştirilerek amortismana tabi tutulması gerekenler de gerçekleştirildikleri dönemde amortisman öncesi tutarlarıyla bu hesaplamada dikkate alınacaktır.
- Mükellef tarafından yapılsa dahi faiz giderleri ve bina maliyetleri gibi yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyeti ile doğrudan ilişkili olmayan her türlü maliyet unsuru hem toplam harcamalar hem de nitelikli harcamalar dışında tutulur. (Bu nokta çok önemli görünmektedir. Mükellef tarafından yapılsa dahi, teknokentte söz konusu istisnaya tabi faaliyetler olan yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyeti ile doğrudan ilişki aranmaktadır.)
- Dolayısıyla, faiz gibi finansman giderleri ve binalara ilişkin amortismanlar, kiralar, ısıtma, aydınlatma, su, temizlik, güvenlik, bakım, onarım, vergi, resim ve harçlar ile genel yönetim giderlerinden verilen paylar gibi yürütülen yazılım tasarım ve Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmayan harcamalar hesaplamada dikkate alınmayacaktır. (Çok fazla ve farklı faaliyet olmadığı sürece Tebliğde “gibi” edadı ile ifade edilen dolaylı harcamalar ve ortak giderlerden pay verme uygulaması olmadığı sürece, teknokentte sayılan faaliyetlerle ilgisi kurulabilecek harcamaların nitelikli harcama olacağı kabul edilebilir.)
İlişkili Kişilerden Alınan Fayda ve Hizmetlerin Önemi
İstisnanın uygulanacağı kazanç kısmının tespitinde, gayri maddi hak satın alma bedelleri (lisans ve benzeri bedeller dahil) ve ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri toplam harcama tutarına dahil edilirken, nitelikli harcamalar tutarına dahil edilmez.
Ancak, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren vergilendirme döneminin sonuna kadar, yurt içinde yerleşik ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri nitelikli harcamalar tutarına dahil edilebilir. Mükellefler nitelikli harcama tutarını yüzde 30’una kadar artırabilir. Şu kadar ki, bu şekilde artırılan nitelikli harcama tutarı toplam harcama tutarını aşamaz.
Burada önemli olan ilişkili kişinin tanımı ve AB’ye üyeliğin gerçekleştiği takvim yılına kadar yurt içinde yerleşik ilişkili kişilerden alınan fayda ve hizmet bedellerinin de nitelikli harcama olduğunun kabulüdür.
İlişkili Kişi: Türkiye’de Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/2’nci maddesine göre; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır.
Konuyla ilgili olarak ayrıntıya inmek gerekirse;
- Mükellef tarafından yapılsa dahi faiz giderleri ve bina maliyetleri gibi yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyeti ile doğrudan ilişkili olmayan her türlü maliyet unsuru hem toplam harcamalar hem de nitelikli harcamalar dışında tutulur. (Kararda ve Tebliğde bina ve faiz gibi diyerek örnekleme yöntemi seçilmiş ve ucu açık bırakılmıştır. Aslında Kararda doğrudan ilişkili olmayan her türlü harcamayı dışarıda bırakmış ve tek tek saymak veya sadece bir tanım vermek yerine örnek olarak bina ve faiz denilmiştir.)
- Dolayısıyla, faiz gibi finansman giderleri ve binalara ilişkin amortismanlar, kiralar, ısıtma, aydınlatma, su, temizlik, güvenlik, bakım, onarım, vergi, resim ve harçlar ile genel yönetim giderlerinden verilen paylar gibi yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmayan harcamalar hesaplamada dikkate alınmayacaktır. (Dolaylı verilen paylar ve Ar-Ge ile açık ilişki kurulamayan harcamalar hesaplamada dikkate alınmaz)
- İstisnanın uygulanacağı kazanç kısmının tespitinde, gayri maddi hak satın alma bedelleri (lisans ve benzeri bedeller dahil) ve ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri toplam harcama tutarına dahil edilirken, nitelikli harcamalar tutarına dahil edilmez. (Bu ekte yer alan Modified Nexus Approach’a da birebir uygundur. Uplift sayfa 3.)
- Ancak, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren vergilendirme döneminin sonuna kadar, yurt içinde yerleşik ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri nitelikli harcamalar tutarına dahil edilebilir. (Bu Türkiye’nin benzerini serbest bölgeler mevzuatında da yaptığı bir uygulamadır. Avrupa Birliği tam üyeliğine kadar, yumuşatıcı bir yaklaşım sergilenmiştir.)
- Ayrıca OECD modele uygun olarak mükellefler nitelikli harcama tutarını yüzde 30’una kadar artırabilir. Şu kadar ki, bu şekilde artırılan nitelikli harcama tutarı toplam harcama tutarını aşamaz. (Bu uygulama ekte yer alan Modified Nexus Approach’a birebir uygundur. Uplift sayfa 3.)
OECD PEER REVIEW RAPORLARI VE TÜRKİYE BÖLÜMÜ
OECD üyesi olarak Türkiye uluslararası hukuka uygun olarak taahhüt ettiği yükümlülüklerini yerine getirdikçe, OECD tarafından yayımlanan Rapor ve Peer Review çalışmalarında değerlendirilmektedir.
- 2018 raporunda ülkemizin teknokent mevzuatı “kısmi uyumsuz” bulunmuştu. Bunun sebebi bahse konu 2017/11821 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 11 Eylül 2017 tarihli olması ve OECD için başlangıç tarihi olan 1 Temmuz 2016 ile 11 Eylül 2017 tarihleri arasını kapsamamasıdır. (2018 Raporu sayfa. 19) Bu Raporda sadece Türkiye değil geçiş aşamasının tüm ülkeler için olduğu ve bir takvim dahilinde ülkelerin öngörülen kurallara uydukları anlaşılmaktadır.
- Bu raporlarda ülkelere belli tavsiyeler sunulmakta ve yıllık olarak mükelleflerden bazı bilgiler toplanması öngörülmektedir. Ülkemizde teknokentlerde yönetici şirketlere sistem üzerinden yapılan aylık raporlamalar dışında bu seviyede bir bilginin Mali İdare tarafından toplanmadığını biliyoruz. Görünüşe göre, ülkemiz bu raporlarda “zararlı vergi rekabeti” olarak geçen rejimlere sahip olmadığını ispatlamak ve geç de olsa OECD tarafından öngörülen BEPS adımlarını hayata geçirmekte ve kerhen de olsa uyguluyor gözükmek istemektedir.
- Önemli olan ikinci nokta ise Avrupa Birliğine tam üye oluncaya kadar ilişkili kişi olarak tarif edilen grup firmaları veya ortaklıklardan da herhangi bir fayda ve hizmet alınmasında bir engel olmadığıdır.
Sevgi & Saygılarımızla,
Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy
PDF İndir