Abone Ol EN

2023-61 / Yeni Ek Vergiyi İhtirazi Kayıtla Beyan Etmeniz Avantajlı Olabilir!

  • Zarar beyan eden veya geçmiş yıl zararlarını mahsup etmek suretiyle vergi matrahı oluşmayan ve ek vergi ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalan mükelleflerin açacakları davayı kazanma şansları daha yüksek.
  • Emisyon primi nedeniyle bu vergiyi ödemek zorunda kalacak olan girişimcilerin ise tekrar bu yatırımları alması çok zor olacak.

 

Tüm Türkiye’nin yüreklerini burkan deprem nedeniyle çok çeşitli mali düzenleme ve kolaylıklar yapıldı. Toplanan bağış ve yardımlar yanında imkânı olan firmalar bölgede seferber oldu.

 

Tam da Meclis’te görüşülen 7440 sayılı Vergi Af ve Yapılandırma Kanunu sadece vergi borcu yapılandırması ve matrah artırımı değil torbadan Ek Vergi de çıktı. Dünyada pandemi sonrası ortaya çıkan “solidarity tax – dayanışma vergisi” veya bazı ülkelerde “super tax – zengin vergisi” gibi bir yöntemle alınmak yerine sadece spesifik bazı kurumlar vergisi mükelleflerine getirilen Ek Vergi konusu çok tartışıldı.

 

Konuyla ilgili geniş bir analiz için tıklayınız.

 

Ek Vergi Düzenlemesi Nedir? Kimleri Etkiliyor?

 

  • Önce şunu söyleyelim, gelir vergisi mükelleflerine ek vergi yok. KDV, ÖTV gibi bir dolaylı vergi olmadığı için hemen hissetmeyeceğiz. Kurumların da tamamından değil, daha sofistike tabir edilebilecek indirim ve istisnalarla muhatap olanlara bu vergi geldi. Bir nevi bir bedel/harç gibi.
  • Ülkemizde 1,1 milyon kurumlar vergisi mükellefi varken deprem nedeniyle bu vergi sadece 22 bin civarında mükellefe geldi diyebiliriz.

 

Tebliğ tartışmaları alevlendirdi.

 

Konuyla ilgili yayımlanan Tebliğ Kanun’da yer almayan bir ifadeyle hak kazanılmış indirim ve istisnaların kullanılmasını şart kıldı. Kurumlar Vergisi Kanunu ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesi esas olup, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunacağı hususları Tebliğde açıklanmıştır.

 

Tebliğin geniş bir özetine Taxia bülteninden ulaşabilirsiniz.

 

Zarar beyan eden veya geçmiş yıllar zararı olanlar neden avantajlı?

 

2022 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamelerinde “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisnalar ve İndirimlere” sahip mükellefler anılan dönem beyannamelerinde zarar beyan edecek olabilirler. Veya ticari bilanço karı elde etmelerine rağmen geçmiş yıl zarar mahsubu nedeniyle vergi matrahı oluşmayabilir. Buna benzer bir durumda olan mükellefler açısından zarar olsa dahi indirilecek istisnalar ve indirimler bölümüne yazılacak indirim ve istisna tutarları o yıl için vergisel bir avantaj yaratmayacak bilakis ek vergi yükümlülüğü doğuracaktır. Bu mükelleflerin istisnalardan yararlanmama yönünde hakları olduğunu düşünmekle birlikte, Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği’nin 7’nci maddesinde; 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı bulunanların, istisnalar nedeniyle cari yıl zararı oluşanların veya kurumlar vergisine tabi matrahları bulunmayan mükelleflerin de bu dönemde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplayacakları, 8’nci maddesinde ise 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesinin esas olduğu, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek verginin, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Vergi İdaresi istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesi konusunda ısrarcı

 

Her ne kadar tebliğ düzenlemesi indirim ve istisnaların beyannameye yazılması konusunda zorlayıcı ifadeler içerse de 7440 sayılı Kanun’un 10’ncu maddesinin 27 numaralı bendinde bu hususta bir hükme yer verilmemiştir. Anılan Kanun düzenlemesinde “Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin “ek vergi alınacağı hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere yukarıda yer alan kanun düzenlemesinde indirim ve istisnaların beyannameye aktarılması açısından zorlayıcı bir hükme yer verilmediği gibi, mükellefler tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen indirim ve istisna tutarları için ek vergi yükümlülüğü doğacağı hüküm altına alınmıştır. Bunların beyannamede gösterilmediği durumda ek vergi yükümlülüğü doğmayacağı aşikardır. Kanun düzenlemesinden çıkan sonuç bu yöndedir.

 

Bu tür olaylara geçmişten beri vergi yargısının yaklaşımı ise pozitiftir. Vergi yargısı genellikle yasa koyucunun Kanunla düzenlemesi gereken konuları tebliğ ile düzenlemesini, idari düzenlemeler ile yasama yetkisinin kullanılması anlamına geldiğinin altını çiziyor. Böylelikle, idare yaptığı düzenleyici işlemle, Kanun hükmünün lafzı ve amacı hilafına genişletmekte ve mükellefleri ilave vergi yükü ile karşı karşıya bırakmaktadır. Sonuç olarak, Kanunda yer almayan hususları vergi idaresinin tebliğ ile genişletmesi vergi yargısı tarafından hiç sıcak bakılmayan bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Özetle, 2022 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zarar beyan eden mükellefler ile ticari karı bulunmasına rağmen sahip olduğu geçmiş yıl zararlarını mahsup etmek suretiyle kurumlar vergisi matrahı oluşmayan mükelleflerin beyannamelerinde kullanabilecekleri zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimleriyle ilgili olarak ihtirazı kayıtla beyanname verip tahakkuk eden ek vergilere dava açmalarını öneriyoruz.

 

Bu durumdaki mükellefler gerekçe olarak ek verginin hukuki belirlilik ve Kanunların geriye yürümezliği ilkeleri açısından yasaya aykırılıktan ziyade, ek verginin konusuna giren indirim ve istisnaların zorunlu olarak beyannameye intikal ettirilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğu savıyla dava açabilirler.

 

Diğer bir deyişle, idarenin düzenleyici işlemle Kanun hükmünü öngörmediği verginin konusunu lafzı ve amacı hilafına genişletmesine ve mükelleflerin ilave vergi yükü ile karşı karşıya kalmalarına ilişkin yasal dayanaktan mesnetsiz tebliğ düzenlemesini gerekçe göstermek suretiyle dava açmaları yerinde olacaktır.

 

İndirim ve istisnaların vergisel avantajlarından faydalanamayan mükelleflerin aksine indirim ve istisnaların vergisel avantajlarından faydalanan mükellefler açısından ise diğer bir deyişle kurumlar vergisi beyannamelerinde indirim ve istisna uygulayarak daha az kurumlar vergisi ödeyen mükellefler için ek vergi uygulaması ise “Hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve Kanunların geriye yürümezliği ilkeleri” savı kullanılarak dava açılması yerinde olacaktır.

 

Bu noktada da emisyon primi gibi esasında bir sermaye unsuru olduğu açık olup, sırf Kanun koyucunun, pekiştirmek veya olası bir vergi eleştirisinden koruma gayesiyle istisna saydığı emisyon priminden ek vergi alınması, sermayeden vergi alınmasıyla eşdeğerdir. Halbuki, kurumlar vergisi safi kurum kazancından alınır ve sermayenin konulma biçiminden bağımsız olarak nakdi sermaye olarak artırılan bir tutardan vergi alınmaması gerekir.

 

2022 yılında girişimcilere emisyon primli sermaye ile katılanlar ve aldıkları bu tür yatırımlarla büyüme yolunda olan girişim eko sistemi için bu vergi kardan değil doğrudan yatırılan sermayeden alındığı için maalesef bir kat daha haksız bir konumdadır.

 

Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlemler içermesini ifade etmektedir.

 

Bize en çok sorulan soru: “ihtirazi kayıtla beyan etmenin bir zararı var mı?” Hayır, yok. Bu bir deprem vergisi ise, itiraz etmenin, dava açmanın bir zararı olur mu? Önce şunu söyleyelim, ihtirazi kayıtla beyan etseniz de daha sonra mutlaka dava açmanız gerekmiyor. Zaman kazanmak ve haklı tepkiyi ifade etmek için 2022 yılı kurumlar vergisi beyannamenize bir “şerh” düşmenizi sağlar.

 

İhtirazi kayıtla verilen beyanname ile öngörülen vergi Maliye’nin istediği şekilde ödenmiş olur, eğer Yargı mükellefi haklı bulursa ödediğiniz vergiyi geri alırsınız. Bu açıdan güçler ayrılığı ve İdare’nin her türlü eylem ve işleminin yargısal denetime tabi olduğu gerçeğinden hareketle, Devletinizle restleşmiş veya karşı karşıya gelmiş olmazsınız.

 

Daha fazla bilgi ve konunun uzmanlarına danışmanız için

soner.ulgen@taxia.com.tr

saban.kucuk@taxia.com.tr

Not: Okuma ve takip kolaylığı için ilgili kanun maddeleri ile oranları eşleştirebileceğiniz tabloya ulaşmak için tıklayınız.

 

  • Bu tablo BDP programı üzerinde zarar olsa dahi indirilebilecek olanlarla, kazancın bulunması halinde indirim konusu yapılabilecekler baz alınarak hazırlanmıştır.

 

Saygılarımızla,

Taxia

 




PDF İndir