Abone Ol EN

2023-57 / Uluslararası Mali Gelişmeler (Ocak-Mart 2023 - 3 Aylık Özet)

Değerli okurlarımız,

Uluslararası bir network’ün parçası olarak, vergi ve mali politikalar alanındaki küresel gelişmeler ile ilgili bilgi ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Dünyada 2023 yılına girerken ABD (FED) merkezli faiz artış dalgası ile daralan para piyasalarının etkisi belirgin hale geldi. ABD’de yaşanan banka iflasları küresel olarak finansal piyasalarda tedirginliği arttırdı. Rusya ve Ukrayna arasında 1 yılı aşkın süredir devam eden askeri operasyon sebebiyle bozulan uluslararası ticaret dengeleri ülke ekonomilerini zorlamaya devam ederken, küresel bazda yüksek enflasyon ve durgunluk belirtileri sebebiyle enerji piyasalarında korkulan senaryonun aksine maliyetler düşmeye başladı. Ülke yönetimleri 2023 yılına yeni bütçe politikaları ile girerken küresel ısınma ve gıda enflasyonu gibi başlıklar öne çıkıyor, bazı ülkeler yüksek enflasyon sebebi ile alım gücü düşen alt gelir gruplarına vergi teşvikleri ve sosyal yardımlar ile destek açıklıyorlar.  

Türkiye özelinde, bu yaşanan küresel gelişmeler neticesinde enerji fiyatlarının kontrol altına alınması kısmen enflasyon kontrolüne yardımcı olurken yurtiçi gıda enflasyonu küresel artış hızından daha yüksek seyrederek özellikle düşük gelir gruplarını zorlamaya devam ediyor. İktidar tarafından geçen yıl uygulanmaya başlanan düşük faiz ve serbest kur kriterlerini baz alan yeni bir mali model denemesinin ana amacı olan ihracat artışı ile cari fazla verme, döviz kurunu piyasa dengeleri içinde kontrol edebilme ve enflasyonu hızla düşürme hedefleri henüz başarılı olamadı. Türkiye ekonomisi 2023 başında da yüksek cari açık vermeye ve kalıcı hale gelmeye başlayan enflasyon ile yaşamaya devam ederken, döviz kurlarını kontrol edebilmek için hükümet KKM modelini yüksek maliyetine rağmen sürdürmeye devam ediyor, bir yandan da yurtiçi yerleşiklerin ve bankaların döviz işlemlerine yönelik Merkez Bankası talimatlarıyla kontrol mekanizmaları getirmeye çalışıyor.

Şubat ayı içinde Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve en az 10 ilimizi ağır etkileyen, en az 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve en az 120 bin vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan deprem felaketinin üzüntüsünü yaşadık. Bu depremlerin ardından enkaz kaldırma ve yeni imar faaliyetleri hızlı bir şekilde başlasa da depremin hem insani hem de ekonomik boyutuyla bizi uzun süre daha etkilemeye devam edeceği gözüküyor. Resmi tahminlere göre depremin Türkiye ekonomisine etkisi 2 trilyon TL (100 milyar USD) üzerinde olabilir.

2023 Mayıs ayı içinde gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri öncesinde hükümet bir süredir ötelenen birtakım çözümlerini (Emeklilikte yaşa takılanların hakkının verilmesi, asgari ücret artışı, vergi yapılandırması ve matrah arttırımı imkanları gibi) hızlıca hayata geçirirken, depremin mali etkilerini gidermek için bir defaya mahsus olarak ek deprem vergisi uygulanmasına karar verildi. Bu seçim sürecinde ekonomik ve mali politikalara ilişkin vaatler önemli bir gündem maddesi oluşturmaya devam edecektir.

Bu kapsamda, dünyada yaşanan ve Türk yatırımcıları da etkileyebilecek mali gelişmeleri gözlemleyerek, önce yabancı ülkelerde yaşanan gelişmelerle başlayacağız, sonra AB / OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi ve mali gündemlerine değindikten sonra Türkiye’de yaşanan önemli uluslararası gelişmeleri başlıklar olarak ileteceğiz.

1. Ülke Gelişmeleri

 

Almanya; Almanya’da tescil edilen gayri-maddi haklar (IP) kaynaklı vergilemeye yönelik yeni vergi düzenlemesi gündemde

Almanya’da son 2 yıldır, vergi idaresinin yaklaşımı sebebiyle, kısaca IP (Intellectual Property) olarak adlandırılan gayri-maddi hakları tescil eden çok uluslu şirketler, bu haklar Almanya’da doğrudan kullanılmasa da yurtdışında elde edilen lisans veya satış kaynaklı gelirleri sebebiyle Almanya’da dar mükellef (non-resident taxpayer) olarak vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalıyordu. Bu konuda birçok firma hem Almanya mevzuatında yer alan düzenlemenin açık olmaması hem de Çifte Vergilendirmeyi Önleme anlaşmaları ile çelişmesi sebebiyle dava yoluna gitmişti. Birçok ihtilafa sebep olan ve teknoloji geliştiren şirketlerin Almanya’daki faaliyetlerini zorlaştıran bu yoruma sebep olan Almanya gelir vergisi kanununda yer alan düzenlemelerde kapsamlı bir değişiklik önerisi yapıldı.

Taslak kanun tasarısında bu konuda hem geçmiş uygulamayı hem de geleceğe yönelik mevzuat altyapısını değiştiren düzenlemeler öneriliyor. Böylece çok uluslu şirketlerin Almanya’da gayri-maddi hak geliştirmesi ve tescil etmesini zorlaştıran bu durum çözüme kavuşurken sadece vergi cennetleri (tax haven) olarak adlandırılan ülkeler ile yapılan işlemlere özgün olarak vergi uygulanmaya devam etmesi planlanıyor. Bu konuyla ilgilenen firmaların tasarı halindeki kanunun gelişimini takip etmesi öneriliyor.

 

İspanya; Enerji ve kredi şirketlerine yeni vergi yükü ile yüksek servet sahibi kişilere ilave vergi (solidarity tax) getiren yasa yürürlüğe girdi

2022 Aralık ayında yayımlanan yeni kanuni düzenlemede, enerji şirketleri ile kredi şirketlerine yönelik geçici bir ek vergi yürürlüğe girerken, yüksek servet sahibi kişilere etki edecek geçici bir dayanışma vergisi de uygulanmaya başlayacak. Bu vergiler genel kamu maliyesi sistemi haricinde özel amaçlar için harcanacak fonlar oluşturacak. Yeni düzenlemenin ana hatlarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  • İspanya içinde enerji üretimi yapan kurumlardan yılda 1 milyar EUR üzeri ciro elde edenler (diğer bazı kriterlere de bağlı olarak) enerji sektöründeki faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan net gelirinin bir kısmını ek vergi olarak ödemekle yükümlü olacaklar.
  • İspanya içinde faaliyet gösteren kredi ve finansman kuruluşlarından bu faaliyetleri neticesinde elde ettikleri (faiz ve ücret gibi adlar altında) gelirler 800 milyon EUR üzerinde olanlar (diğer bazı kriterlere de bağlı olarak) bu faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan net gelirinin bir kısmını ek vergi olarak ödemekle yükümlü olacaklar.
  • İspanya’da net varlıkları 3 milyon EUR üzerinde olan kişiler, uygulanmakta olan servet vergisine (wealth tax) ilave olarak 2022 ve 2023 yılları için bir defaya mahsus bu varlıklarının değeri üzerinden 1.7%-3.5% arasında değişen oranlarda dayanışma vergisi (solidarity tax) ödemekle yükümlü olacak. Söz konusu vergide İspanya mukimlerine yönelik bazı indirim hakları varken, İspanya’da mukim olmayan (non-resident taxpayer) yabancı yatırımcılar bu indirimlerden yararlanamayacaklar. Yabancı yatırımcıların İspanya’da bu gibi vergisel mükellefiyetlerini takip etmesi için bir yasal temsilci (legal representative) atanması gerektiği de tekrar hatırlatılıyor.

 

İtalya; Yabancı kuruluşlar adına İtalya’da yapılan yatırım yönetimi (investment management) faaliyetleri vergisel işyeri oluşturmayacak

2023 yılı İtalya bütçe kanunu içinde, yabancı kurumlar adına İtalya’da yatırım yönetimi (invesment management) faaliyeti yapan kişilerin vergisel bir işyeri oluşturmayacağına yönelik düzenleme yapıldı. Bu kapsamda, İtalya’da yaşayan bir kişinin yabancı bir yatırım kurumu adına finansal yatırım araçları (hisseler, borç/alacak veya türev sözleşmeleri gibi) alım satımına yönelik sözleşme yapması veya bu sözleşmelerin görüşmelerini yürütmesi (belirli koşullar altında) İtalya’da işyeri (permanent establishment) tesisi olarak kabul edilmeyecek ve dolayısıyla bu faaliyetlerden kaynaklanan kazançlar İtalya’da vergilendirilemeyecek. Bu yöntemle, uluslararası yatırım fonu gibi kuruluşların İtalya’da daha etkin bir şekilde yatırım yapabilmesi amaçlanıyor. İtalya’da söz konusu faaliyetler yürüten veya yürütmeyi planlayan yabancı yatırımcıların bu gelişmeleri yakından takip etmesi öneriliyor.

 

Hindistan; Dijital hizmet sağlayıcı yabancı kurumların vergilenme prensipleri gözden geçiriliyor

Hindistan’da internet reklamcılığı, online eğitim, medya takibi, internet haberciliği ve abonelik gibi “dijital hizmetler” kaynaklı gelir elde eden yabancıların nasıl vergileneceğine yönelik düzenlemeler gözden geçiriliyor. Mevcut durumda, bu gibi dijital hizmetler sağlayan yabancı şirketler tarafından bu faaliyetler Hindistan’da asgari düzeyde ve ticari faaliyet barındırmayacak şekilde yapılıyorsa kurumlar vergisine tabi tutulmazken sadece 18% GST (KDV benzeri bir dolaylı vergi) uygulanıyor. Hindistan’da benzer faaliyetler yürüten veya yürütmeyi planlayan yabancı yatırımcıların bu gelişmeleri yakından takip etmesi öneriliyor. Bu konu aynı zamanda OECD bünyesinde de takip edilen ve küresel bir “dijital hizmet vergisi” uygulaması için üzerinde çalışılan bir konu teşkil ediyor.

Hindistan; 2023 Bütçe yasası ile öngörülen mali değişiklikler 

2023 yılına ilişkin önemli vergi düzenlemeleri de içeren yeni mali bütçe yasası Hindistan’da meclise sunuldu. Söz konusu yasa ile birçok alanda değişiklikler öngörülüyor, yabancı yatırımcıları ilgilendirebilecek özellikli konuları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  • Gelir vergisi kanununda, düşük gelir gruplarının lehine olacak şekilde vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi ve sosyal teşvikleri içeren değişiklikler yapılıyor.
  • Kurumlar vergisi kanununda önemli bir değişiklik getirilmezken, üretim kooperatiflerine 15% vergi rejimi tanımlanıyor.
  • Yeni girişim şirketlerine (start up companies) yönelik vergi istisnalarının (tax holiday) 31 Mart 2024’e kadar kurulacak şirketlere genişletilmesine ve zararların kullanım süresinin 7 yıldan 10 yıla uzatılmasına karar veriliyor.
  • Dijital oyun ve bahis sitelerine yönelik 30% vergi rejimi hayata geçirilirken bu mecralardan elde edilen kazançlara da ilave vergi getiriliyor.
  • Yargıda birikmiş dosyaları azaltmak ve belirsizliği gidermek için “uzlaşma” (settlement) olanağı da içeren vergi yargısına ilişkin bir reform planı hayata geçiriliyor.
  • Hindistan’da üretimi teşvik eden “Make in India” projesi kapsamında birçok ürünün ithalatında gümrük vergileri arttırılıyor.

 

İtalya; Şirket satın alınması sürecinde yönelik yüklenilen giderlerin KDV indirimi konusunda mükellef lehine önemli yargı kararı

İtalya’da vergi mahkemesi şirket satın alma ve birleşme süreçlerini ilgilendiren önemli bir karara imza attı. İtalya’da şirket satın almak için kurulan, borçla finanse edilen ve ardından satın alma sonrası hedef şirket ile birleşerek ortadan kalkan özel amaçlı şirket (SPV) düzeyinde katlanılan satın alma ile ilgili giderler (transaction costs) üzerinden yüklenilen KDV’nin birleşme sonrası yeni şirkette indirilebileceğine karar verildi.

Bugüne kadar İtalya vergi makamları borçla finanse edilen satın alma ve birleşme işlemlerinde (leveraged acquisition and merger transaction) KDV indiriminin mümkün olmadığını iddia ediyordu. Mükellef lehine olan bu ilk kararda ise vergi mahkemesi satın alma şirketi (SPV) kurulması ve ardından satın alma sonrası birleşme işlemini İtalya’da faaliyetlerin yeniden yapılandırılarak sürdürülmesi için hayata geçirilen ticari faaliyet (business operation) kapsamında bir işlem olarak görerek vergi indirimi hakkının reddedilemeyeceğini kabul etti. Bu karar benzer satın almalar için mükellef lehine önemli bir örnek teşkil edebilir.

 

İrlanda; Yabancı ortaklı alt yapı projelerinin hisse devir kazançlarının vergilenmesine ilişkin önemli vergi mahkemesi kararı

İrlanda’da kamu özel iş birliği (PPP) projesi kapsamında demiryolu sistemlerine yatırım yapan İspanya’da yerleşik bir şirketin 2016 yılında hisselerini devrederek çıkmasının ardından İrlanda makamlarının talep ettiği “değer artış kazancı” (capital gains) vergilemesi ile ilgili uzun süredir devam eden uyuşmazlık konusunda İrlanda yüksek mahkemesi mükellef lehine karar verdi.

Normal koşullarda, İrlanda’da yatırım yapan yabancı bir şirket, İrlanda’da kayıtlı bir “arazi veya gayrimenkul” projesinin elden çıkartılması veya değerinin büyük kısmını bu şekilde “arazi veya gayrimenkul” üzerinden elde eden halka arz olmamış bir şirketin hisselerinin elden çıkartılması durumunda ortaya çıkan kazanç üzerinden değer artış vergisi (capital gains tax) ödemekle yükümlüdür. Bunun dışında, yabancı kurumların elde ettiği hisse devir kazançları İrlanda’da vergiye tabi değildir.

Örnek olayda, İrlanda vergi idaresi demiryolu alt yapısı ve işletmesine yönelik PPP proje şirketine yapılan yatırımı, yorum yoluyla (dolaylı olarak) değerini İrlanda’da bir arazi veya gayrimenkul projesinden elde ettiği iddiası ile vergilendirmek istemiştir. Mükellefin itirazı sonucu uzun süredir devam eden yargı süreci sonunda İrlanda yüksek mahkemesi bu şekilde yorum yoluyla vergi mevzuatı hükümlerinin genişletilmesinin doğru olmadığına, kanun metninde yer aldığı gibi şirketin değeri ile İrlanda’da arazi veya gayrimenkul varlıkları arasında doğrudan bir ilişki olmaması durumunda (sadece dolaylı ilişki kurularak) işlemin vergilendirilebilir değer artışı kazancı kapsamına sokulmasının kanuna aykırı olduğuna karar verdi.

Söz konusu karar, İrlanda’da alt yapı ve geliştirme projelerine yatırım yapan birçok yabancı yatırımcıyı yakından ilgilendiriyordu, bu olumlu karar ile İrlanda vergi idaresinin benzer konularda yorum yoluyla vergi talep etmesinin önüne geçilmiş oldu.

 

Macaristan; Yeni Transfer Fiyatlaması düzenlemeleri

Macaristan’da 2022 yılında hayata geçen yeni TF düzenlemelerinden sonra mükellefler kurumlar vergisi beyannamelerinde ilişkili taraf işlemlerine ilişkin daha detaylı bir raporlama yapmak durumundalar. Macaristan’da vergi denetimlerinin giderek artan oranda TF konularına odaklandığı ifade eden uzmanlar, yeni düzenleme ile vergi idaresinin daha detaylı bilgilere erişerek daha efektif denetimler yapmaya başlayacağını bu sebeple mükelleflerin TF uyum konusunda eskisinden daha hassas davranmaları gerektiğini hatırlatıyorlar.

 

İsviçre; “Home-office” çalışma düzeni hem uluslararası hem de kantonlar arası vergileme için sorun yaratabilir

Kişilerin şirket merkezi dışında kendi evinde veya özel mekanlarında çalışması giderek yaygınlaşırken, ülkeler kendi mevzuatlarında bu durumu daha net düzenlemeye çalışıyorlar. İsviçre örneğinde, bu daha da kritik gözüküyor çünkü sadece ülkeler arası değil kantonlar arası vergi uygulamaları fark ettiği için “home-office” olarak adlandırılan evden çalışma modellerinde istenmeyen şekilde vergisel işyeri (permanenet establishment) oluşturma ve bu işyerine atfedilen gelirin şirket merkezinde değil hizmetin ifa edildiği ülkede veya kantonda vergilendirilmesi gündeme gelebilir. İsviçre yüksek mahkemesi örnek teşkil eden bir kararında, sadece evden iş yapılmasının orada bir işyeri oluşturmayacağını ancak yapılan işin “nicelik” ve “nitelik” olarak şirketin esas faaliyetini teşkil etmesi durumunda (qualitatively and quantitatively essential status for the company) şirketin merkezinin kayıtlı olduğu değil, işin fiilen yapıldığı kantonda vergisel olarak işyeri oluştuğunun kabul edilmesi gerektiğini açıkladı. Uluslararası ilişkiler bakımından ise işin fiilen yapıldığı ülkenin yerel vergi mevzuatı ve İsviçre ile o ülke arasındaki çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının (double tax treaty) dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti.

 

Almanya; Doğrudan ya da dolaylı gayrimenkul sahibi olan yabancı yatırımcıların UBO raporlama yükümlülüğü

2022 yılı sonunda yürürlüğe giren bir düzenleme ile Almanya’da (doğrudan ya da dolaylı) gayrimenkul sahibi olan yabancı yatırımcılar için genişletilmiş bir beyan yükümlülüğü uygulanmaya başladı. Önceki dönemde, yabancı yatırımcılar sadece yeni bir yatırım yapmak istediklerinde “nihai gerçek lehdar” (ultimate beneficial owner – UBO) raporlaması yapması gerekirken, yeni düzenleme ile mevcut gayrimenkul yatırımı olanlar da 30 Haziran 2023’e kadar bu şekilde UBO beyanı yapmakla yükümlü kılındı. Söz konusu beyanı yapmayanlar 150 bin EUR’ya kadar para cezası ve idari yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilir.

 

Finlandiya; Yeni AR-GE teşvik sistemi

Finlandiya 2023 yılından geçerli olmak üzere yeni bir AR-GE teşvik sistemi (R&D incentive regime) hayata geçiriyor. Yeni düzenleme tüm mükellef grupları için geçerli genel bir teşvik sistemi olarak yapılan AR-GE harcamaları toplamı üzerinden ek (50%) bir vergi indirimi hakkı veriyor. Ayrıca yıldan yıla AR-GE harcamalarının artışı üzerinden ilave (45%) bir oranda daha indirimi hakkı kazanılabiliyor. Her iki indirim hakkı, ayrı ayrı, yıllık 500 bin EUR’ya kadar vergi avantajı sağlayabiliyor. Bu uygulamadan yararlanabilecek AR-GE harcamalarının niteliği de mevzuatta özellikle yeni bilgi ve teknolojiler geliştirmek için yapılacak harcamalar olarak tanımlanmış ve detaylarıyla açıklanmış bulunuyor.

Bu hali ile, yeni vergi rejimi Türkiye’de uygulanan “Yatırım İndirimi” modeli ile benzerlikler taşıyor. Söz konusu uygulama her mükellef grubuna uygulanan genel bir teşvik niteliğinde olduğu için AB mevzuatında yer alan “devlet yardımı” (state aid) kısıtlamalarına takılmayacağı değerlendiriliyor.


2.
Avrupa Birliği Düzenlemeleri

 

Avrupa Birliği (EU); Vergi Yardımlaşması Yapmayan Ülkeler listesi güncellendi

Şubat 2023’de EU ile Vergi Yardımlaşması Yapmayan Ülkeler listesi (List of Non-Cooperative Tax Jurisdictions) güncellendi ve 4 ülke daha (The British Virgin Islands, Costa Rica, the Marshall Islands and Russia) listeye eklendi. Söz konusu liste eskiden daha çok vergi cenneti gibi görülen ve ekonomik aktivitesi sınırlı ülkeleri kapsarken giderek genişlemesi ve Rusya gibi büyük bir ekonomiyi de kapsama alması sonrası önemi artmış gözüküyor.

Listeye giren ülkeler ile yapılan işlemler AB’de bazı kısıtlamalar ile karşılaşıyor. Örneğin, bu ülkelerde yerleşik olanlara yapılan faiz, gayri maddi hak gibi bazı ödemeler vergiden indirilemezken, aynı zamanda yapılan işlemler zorunlu beyan (mandatory disclosure rules) kapsamında vergi idarelerine rapor edilmek zorunda. AB tarafından getirilen bu kısıtlamalar Türk şirketlerini doğrudan etkilemese de listeye dahil olan ülkelerde (örneğin Rusya) kurulu şirketlerin AB ile iş yapabilmek için Türk şirketlerini aracı olarak kullanması halinde söz konusu şirketlerin de soruşturmalara taraf olabileceğine dikkat çekiliyor.

Türkiye mali mevzuatında da Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 30/7 kapsamında benzer bir liste belirlenmesi konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmiştir. Söz konusu yetki henüz kullanılmadığı için hangi ülkelerin uygulama kapsamında olacağı belirlenmemiştir ancak belirlenme yapıldığında “Türk vergi sisteminin vergileme kapasitesi ile orantılı olmayan veya bilgi değişim olanağı sağlamayan” ülkelere yapılan ödemelerde 30% vergi kesintisi ve ek bildirim/beyan yükümlülüğü devreye girebilir.

 

OECD ve Diğer Uluslararası Kuruluşlar

OECD: Basitleştirilmiş Vergi Uyum Kitabı yayımlanmıştır.

 

  • OECD tarafından üye ülkelerde vergisel uyum kapasitesinin artırılması ve etkin vergi yönetimi ve vergiye uyum maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla bu tür çalışmalar ve öneri setleri hazırlanmaktadır.
  • Çeşitli ülkelerde uygulanmakta olan benzeri yöntemler ve basitleştirilmiş yaklaşımlara ilişkin yayına ulaşmak için tıklayınız.

 

OECD, asgari kurumlar vergisi ile ilgili bir tahmin paylaşmıştır.

 

  • Kapsama giren 750 milyon Euro ve üzeri konsolide yıllık geliri olan çok uluslu firmalardan %90’ının asgari kurumlar vergisine 2025 yılına kadar tabi olması beklenmektedir.
  • Hesaplamalara göre dünya global kurumlar vergisi hasılatının bu kapsamda %9 artması beklenmektedir. (220 milyar USD)

 

OECD: Kurumlar Vergisi İstatistikler Raporunun 4’üncüsü Yayımlanmıştır.

 

  • Raporda ülkeler arası karşılaştırmalar, kıtalara ilişkin trendler ve farklı uygulamalar ele alınmaktadır. Özellikle, teşvikler nedeniyle farklılaşan vergi oranları, toplam vergi gelirleri içinde kurumlar vergisinin payının %25’ten daha yüksek olduğu ülkeler ile bu payın %5’ten az olduğu ülkeler okumaya değer istatistiklerdir.
  • Datada 117 ülkenin 22 yıllık kurumlar vergisi oranları, 1965’ten günümüze, ülkelerin kurumlar vergisi gelirleri, son 4 yıla ilişkin efektif vergi oranları, Ar-Ge teşviklerine ilişkin rakamlar, 45 ülkedeki sınai mülkiyet haklarına ilişkin istisna (Patent Box) ve 47 ülkeye ilişkin CbCr (Ülke bazlı raporlama) kapsamında toplanan verilere ilişkin bilgiler yer almaktadır.
  • Bizim için merakla beklenen bir data CbCr kapsamında raporlama yapan firma sayısıdır. Rapora göre 7.000 çok uluslu firmanın (MNE) bu verileri paylaştığı görülmektedir. (Kabaca 750 milyon Euro ve üzeri konsolide yıllık cirosu olan büyük ölçekli firma bu kapsama girmektedir)


Ar-Ge teşviklerinin görülebileceği yeni bir Tasarım kullanıma sunulmuştur.

  • Çalışmada OECD üyesi ülkelerin işletmelere sunmuş oldukları farklı teşvik kalemleri karşılaştırmalı olarak sunulmaktadır.
  • Sayfada Türkiye’ye ilişkin ülke bilgilerine ulaşmak için tıklayınız.


3. Ülkemizde Neler Var?

 

Bu dönemde Türkiye’de gerçekleşen uluslararası vergilendirme konusundaki önemli gelişmeleri de şu şekilde özetleyebiliriz:

 

Ülkemizde 2022 yılı içinde 8 vergi torba kanun yayımlanmış olup, uluslararası açıdan önemi olan konuları da yer aldığı 7420 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Kanun’da önemli başlıklar, çalışanlar açısından yemek ve doğalgaz yardımı ile yurt dışında çalışanların bazı durumlarda gelir vergisi istisnasında yararlanması ve en önemlisi sermaye azaltımı durumunda vergilemeyi öngören KVK’ya eklenen 32/B maddesi olmuştur.

 

Söz konusu kanuni düzenlemelere yönelik ikincil düzenlemeler hazırlanmaya ve yayımlanmaya devam etmektedir.

 

Ayrıca 2022 yılını da kapsamına alınan Matrah Artırımı ve kamu borçlarının düşük bir faiz ile yapılandırılmasını öngören Vergi Kanunu yayımlanmıştır. Bu Kanun ile depreme yönelik bazı önlemler de getirilmiş ve depremin oluşturduğu finansman yükünü gidermek için 2022 yılına ilişkin yararlanılan indirim ve istisnalar üzerine %5-%10 ek vergi getirilmiştir.

 

Şirketlerin Kendi Hisselerinden Yapılması Öngörülen Stopaj Sıfırlandı

  • 6791 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarına ilişkin olarak dağıtılmış kâr payı sayılan tutarlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. md/4 kapsamında yapılacak tevkifat oranı %0 olarak belirlenmiştir.
  • Konu ile ilgili bültenimize ulaşmak için tıklayınız.

 

Kur Korumalı Mevduat istisnası 2022 yıl sonu dövizleri kapsamına almıştır.

 

  • 26/01/2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Kur Korumalı Mevduat istisnası uygulamasına 2022 yılı sonundaki dövizler de girmiş oldu.

 

Yurt dışından dövizini getirene %2 İlave Teşvik

 

  • Yakın zamanda Merkez Bankası tarafından Türk lirasının diğer para birimlerine karşı değer kaybetmesini yavaşlatmak adına alınan tedbirlere bir yenisi eklenmiştir. Detaylar için tıklayınız.

 

Türkiye’nin imzaladığı Çifte Vergileme Anlaşmaları TBMM Genel Kurul gündemindedir.

 

Anlaşma İmza Edildiği Diller İmza Tarihi ve İmzalayan Bakan Komisyon Raporu
Kongo - DTT Türkçe, Fransızca, İngilizce 07 Eylül 2021 - Lütfi Elvan (Hazine ve Maliye Bakanı) ss391.pdf (tbmm.gov.tr)
Sierra Leone - DTT Türkçe, İngilizce 03 Kasım 2020 - Mevlüt Çavuşoğlu (Dışişleri Bakanı) ss390.pdf (tbmm.gov.tr)
Angola - Gümrük Yardımlaşma Türkçe, Portekizce, İngilizce 18 Ekim 2021 - Mehmet Muş (Ticaret Bakanı) ss383.pdf (tbmm.gov.tr)
Kongo - Yatırım Teşvik Türkçe, Fransızca, İngilizce 07 Eylül 2021 - Mustafa Varank (Sanayi ve Teknoloji Bakanı) ss382.pdf (tbmm.gov.tr)
Kamboçya - DTT Türkçe, Kimerce, İngilizce 27 Şubat 2022 - Mevlüt Çavuşoğlu (Dışişleri Bakanı) ss379.pdf (tbmm.gov.tr)
Senegal - DTT Türkçe, Fransızca, İngilizce 14 Kasım 2015 - Mehmet Şimşek (Maliye Bakanı) ss378.pdf (tbmm.gov.tr)
Sri Lanka - DTT Türkçe, Sinhalaca, İngilizce 28 Ocak 2022 - Mevlüt Çavuşoğlu (Dışişleri Bakanı) ss377.pdf (tbmm.gov.tr)
Nijerya - DTT Türkçe, İngilizce 20 Ekim 2021 - Mehmet Muş (Ticaret Bakanı) ss376.pdf (tbmm.gov.tr)


Yeni Vergi Af ve Yapılandırma Kanunu
Yayımlandı.

  • 2018-2022 yılları arası matrah artırımı, mevcut vergi ve SGK prim borçlarının yapılandırılması, devam eden incelemeler veya kesinleşmemiş alacaklarla ilgili indirimli tutarların ödenerek kapatılması gibi konuları içeren bu Kanun’da ayrıca depremle ilgili bazı önlemler ve düzenlemeler yer almaktadır.
  • Konu ile ilgili bültenimize ulaşmak için tıklayınız.

 

2022 Yılına Kurumlara Yönelik Ek Bir Vergi Geldi.

  • 7440 sayılı Kanunla kurumların bazılarına yararlandıkları indirim ve istisna rakamları üzerinden %5-%10 ek vergi düzenlemesi getirildi. Henüz Tebliğ yayımlandığı için çok fazla soru işareti olan bu vergiyle ilgili detaylı bilgilere linkten ulaşabilirsiniz.

 

Debt Push Down Düzenlemesi Geldi

  • İştirak alımına ilişkin borcun birleşme yoluyla hedef şirkete aktarılması (“debt push down”) yoluyla finansman giderlerinin vergiden indirim imkânı genişletildi.
  • 7440 sayılı “vergi alacaklarının yeniden yapılandırmasına” ilişkin kanun içinde, borç kullanarak şirket satın alması yapan işletmelerin vergi uygulamasında, sürpriz sayılabilecek, bir kolaylık sağlandı.
  • Yatırımcı şirketlerin başka şirketleri satın almak için dış kaynak kullanması çok tercih edilen bir uygulamadır. Özellikle finansal yatırımcıların (fonlar, özel sermaye kuruluşları vb) bu şekilde kendi özkaynakları ile yapabileceklerinden daha fazla sayıda ve miktarda yatırım yapabilme imkânı vermesi sebebiyle “kaldıraçlı satın alma işlemleri” (leveraged buy-out transaction) olarak da bilinir. Türkiye’de de özellikle son yıllarda yapılan büyük ölçekli satın alma veya özelleştirme işlemlerinin (veya özelleştirme sonrası el değiştiren işletmelerin) çoğunda yerli ve yabancı yatırımcıları ilgilendiren benzer uygulamalar görülmektedir.
  • Bu şekilde, iştirak alımına ilişkin finansman giderlerinin vergi matrahından indirilmesi Türk vergi sisteminde uzun süre tartışma konusu olmuştur. Başlarda, iştirak alımının vergiden istisna kazanca yol açan bir işlem olduğu (her zaman böyle olmasa da) iddiasıyla iştirak alımı için yüklenilen finansman giderlerinin hiçbir şekilde indirim konusu yapılamayacağı iddia edildi. Ardından Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5 içinde yapılan düzenleme ile iştirak eden (yatırımcı) şirket nezdinde bu giderlerin indirim konusu yapılması kabul edildi, ancak birçok durumda yatırım yapan şirketlerin vergiye tabi yüksek kazancı çıkmadığı (iştirakten elde edilen temettü gelirleri vergiden istisna olduğu) için bu indirim imkânı efektif olarak vergi avantajı sağlayamayabiliyordu.
  • Satın alma sonrası satın alan (yatırımcı) şirket ile satın alınan (ticari faaliyetleri yürüten) şirketin birleştirilmesi yoluyla borç ve faaliyetlerin aynı işletme içine aktarılması (debt push down), vergisel gerekçelerin yanında, borcun geri ödenmesini kolaylaştırdığı için bankalar tarafından da tercih edilen bir uygulama. Bu sayede birleşme sonrası borçtan kaynaklanan finansman giderlerinin satın alınan şirketin ticari faaliyetinden oluşan kardan indirilmesi yoluna gidildiğinde ise vergi idaresinin incelemeleri ve eleştirileri ile karşı karşıya kalınıyordu. Bu konuda Türk vergi kamuoyunda bilinen çok sayıda ve yüksek profilli vergi ihtilafları ortaya çıkıyordu.
  • 7440 sayılı Kanunda yeni yapılan düzenleme ile iştirak hisseleri alımıyla ilgili giderlerin devir işlemleri (birleşme) sonrasına da isabet edenler dahil, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alındı. Zamanlaması ve içinde yer aldığı kanuni düzenleme metnine bakılırsa sürpriz olarak nitelendirilebilecek bu “genişletilmiş” indirim uygulamasının özelleştirme projelerine yatırım yapmak için yeni yatırımcı şirket kurmak zorunda kalan veya benzer modelde Türkiye’de borç kullanarak şirket satın alması yapan şirketlerin beklentilerini karşıladığı söylenebilir. Ancak Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketi sonrası bir yandan 2022 yılında vergi istisnasından yararlanan firmalara ek vergi getirilirken, özünde büyük sermaye gruplarının (ve bunlara borç veren bankaların) daha çok yararlanabileceği böyle bir vergi indiriminin kamuoyunda çok tartışılmadan uygulamaya koyulması dikkat çekici ve tartışmaya açık bir gelişme.
  • Global örneklere baktığımızda hem AB ülkelerinde hem de Türkiye ile yatırım çekmekte rekabet eden birçok gelişmekte olan ülke vergi mevzuatında bu şekilde “debt push down” olarak tanımlanan birleşme yoluyla şirket satın alınmasına ilişkin finansman giderlerinin satın alınan şirkete aktarılması ve vergi matrahından indirilmesi uygulaması özel düzenlemelere ve kısıtlamalara tabidir. Türkiye’de yukarıda bahsedilen yeni kanuni düzenleme ile hiçbir ek kısıtlama (süre, borç/özkaynak oranı, vergi indirim oranı vb) olmadan bu imkânın tanımlanmış olması global örnekler bakımından da çok cömert bir satın alma planlaması imkânı vermektedir. Bu konu önümüzdeki dönemde, Türkiye yabancı yatırımcıların şirket satın alma radarına girdiğinde, önemli bir gündem maddesi olacak gibi görünüyor.

 

Türkiye’de son dönemde kısa başlıklar halinde uluslararası müşterileri ilgilendirebilecek konular madde başlıklarıyla şu şekildedir:

 

  • Coğrafi verilerle ilgili hasılat paylaşımında YMM raporlaması geldi.
  • Konut haczine sınırlama getiren yeni İcra ve İflas Kanunu yayımlandı.
  • Emekliye seçim öncesi maaş (7.500TL) öngören kanuni düzenleme çıktı.
  • Depremden etkilenen Vergiden Muaf Vakıflara kolaylık sağlandı.
  • Deprem bölgesinde yer alan Ar-Ge ve Teknokentte %100 uzaktan çalışma öngörüldü.
  • Deprem bölgesine yönelik 50.000TL nakdi vergisiz ve primsiz ödeme imkânı geldi.
  • Maliye Bakanlığı İnşaat Demiri İzleme Sistemini hayata geçirdi.
  • Büyük ölçekli sosyal ağ sağlayıcılarına BTK tarafından asgari sermaye şartı getirildi.
  • Devlet yardımlarının uygulanması ve izlenmesi ile ilgili yeni yönetmelik yayımlandı.
  • TBMM gündeminden geçen yeni Çevre, Maden, Orman Kanunları yayımlandı.
  • Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması Hakkında Kanun yayımlandı.
  • TCMB tarafından başlatılan döviz pozisyonu raporlaması uygulaması sancılı başladı.
  • Kur korumalı hesaplarda uygulanacak faiz oranı sınırlaması kaldırıldı.
  • Döviz yükümlülüğü olan yurt içi yerleşik tüzel kişiler için kur korumalı mevduat uygulaması başladı.

 

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

 

3 ayda bir yayımlanan “Uluslararası Vergi Bülteni” Taxia okurları tarafından merakla beklenen içeriklerden bir tanesi oldu. Görüş ve önerilerini paylaşan herkese teşekkürler.

 

Sevgi ve saygılarımızla,

 

Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy




PDF İndir